Şâfi'îlerأبو إسحاق الشيرازي (٤٧٦)
Ebû İshâk eş-Şîrâzî (476H)«المهذب في فقه الإمام الشافعي - الشيرازي» (1/ 54):
«وإن حمل رجل متاعاً وفي جملته مصحف وهو محدث جاز لأن القصد نقل المتاع فعفى عما فيه من القرآن كما لو كتب كتاباً إلى دار الشرك وفيه آيات من القرآن»
"İçerisinde de Mushaf olan metaları hades sahibiyken taşırsa bu caizdir. Zira burada, metalarını taşıma kastı vardır, bu yüzden içerisinde bulunan Kur'ân affedilmiştir. Nitekim Dâr'uş Şirk'e, içerisinde Kur'ân'dan ayetler bulunan bir mektup yazarsa hüküm aynıdır." (Ebû İshâk eş-Şîrâzî, el-Muhezzeb, 1/54)البغوي، أبو محمد (٥١٦)
Begavî (516H)«شرح السنة للبغوي» (4/ 528):
«قَالَ رَحِمَهُ اللَّهُ: حَمْلُ الْمُصْحَفِ إِلَى دَارِ الْكُفْرِ مَكْرُوهٌ، كَمَا جَاءَ فِي كِتَابِ الْحَدِيثِ، وَلَوْ كَتَبَ إِلَيْهِمْ كِتَابًا فِيهِ آيَةٌ مِنَ الْقُرْآنِ، فَلا بَأْسَ، " كَتَبَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى هِرَقْلَ {قُلْ يَأَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا إِلَى كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ} [آل عمرَان: 64] "»
"Begavî Rahimehullâh şöyle dedi: Dâr'ul Küfür'e Mushaf taşımak kerihtir, nitekim bu hadis kitabında geçmişti. Kur'ân'dan bir ayeti onlara gönderdiği mektubun içine yazarsa bunda bir beis yoktur. Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem Heraklius'a şöyle yazdı: "Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin." (Âl-i İmrân, 3/64) Begavî Rahimehullâh'ın sözü sona erdi." (Begavî, Şerh'us Sünne, 4/528)الرافعي، عبد الكريم (٦٢٣)
Abd'ul Kerîm er-Râfi'î (623H)«فتح العزيز بشرح الوجيز = الشرح الكبير للرافعي» (2/ 105):
«وأما ما اثبت فيه شئ من القرآن لا للدراسة كالدراهم الاحدية والعمامة المطرزة بآيات القرآن والحيطان المنقوشة به وكتب الفقه والاصول والتفسير ففيه وجهان: أحدهما انها كالمصحف في حرمة المس»
«فتح العزيز بشرح الوجيز = الشرح الكبير للرافعي» (2/ 106):
«والحمل تعظيما للقرآن: وأصحهما أنه لامنع لما روى انه صلى الله عليه وسلم كتب كتابا إلى هرقل وكان فيه (تعالوا إلى كلمة سواء بيننا وبينكم) الآية ولم يأمر الحامل بالمحافظة على الطهارة ولان هذه الاشياء لا يقصد باثبات القرآن فيها قراءته فلا تجرى عليها احكام القرآن ولهذا يجوز هدم الجدار المنقوش عليه وأكل الطعام وهذا الوجه هو المذكور في الكتاب وذهب بعض الاصحاب
إلى تفصيل في الكتب فقال ان كان القرآن اكثر حرم المس والحمل والا فوجهان ذكروا ذلك في كتاب التفسير ولاشك في ان غيره في معناه»
İçerisinde Kur'ân'dan bir şeyin yerleştirildiği, ders için olmayan, Ehadî dirhemler (üzerinde İhlas suresi yazılı dirhemler), Kur'ân ayetleriyle işlenmiş sarıklar, üzerine Kuran nakşedilmiş duvarlar, fıkıh, usul ve tefsir kitapları ve benzerlerine gelince, bu hususta iki vecih vardır: Birincisi dokunma ve taşıma hususunda Kur'ân'a tazim bakımından Mushaf gibi haram olduğudur. Ancak iki görüşten en sahih olanına göre men edilmez, zira Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'den Heraklius'a içerisinde şu ayetin bulunduğu bir mektup gönderdiği rivayet edilmiştir: "Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin." (Âl-i İmrân, 3/64) Bu mektubu taşıyan kişiye taharetliyken dokunması gerektiğine dair bir emir gelmemiştir. Yine bu şeylere Kur'ân koyularak Kur'ân'ı kıraat etmek kastedilmemiştir, bundan dolayı bunun hakkında Kur'ân'ın hükümleri geçerli değildir. Bu yüzden üzerine Kur'ân nakşedilmiş bir duvarı yıkmak ve kendisiyle Kur'ân yazılmış yemeği yemek caizdir. Bu vecih, Kitab'da geçmektedir. Ashaptan bazıları bu hususta tafsilata giderek şöyle demiştir: "Eğer ekseriyeti Kur'ân ise dokunmak ve taşımak haramdır, aksi takdirde iki vecih vardır." Bunu tefsir kitapları hakkında zikretmişler ama başka kitapların da aynı kapsamda olduğu hususunda şüphe yoktur." (Râfi'î, eş-Şerh'ul Kebîr, 2/106-107)عز الدين بن عبد السلام (٦٦٠)
İzz'ud Dîn bin Abd'is Selâm (660H)«مواهب الجليل في شرح مختصر خليل» (3/ 352):
«قال ابن عبد السلام وأجاز مالك وأبو حنيفة والشافعي أن يقرأ عليهم القرآن وأن يبعث إليهم بالكتاب فيه آيات من القرآن والأحاديث بذلك كثيرة»
"İbnu Abd'is Selâm şöyle dedi: "Mâlik, Ebû Hanîfe ve Şâfi'î, kâfirlere Kur'ân okumaya ve onlara içerisinde çokça Kur'ân'dan ayetler bulunan bir mektup göndermeye cevaz vermiştir. Bu husustaki hadisler çoktur." (Ru'aynî el-Hattâb, Mevâhib'ul Celîl, 3/352)«التوضيح في شرح مختصر ابن الحاجب» (3/ 413):
«ابن عبد السلام- بعد أن ذكر قول مالك وأبي حنيفة-: وأجاز الجميع أن يقرأ عليهم القرآن، وأن يبعث إليهم بالكتاب فيه آيات من القرآن، والأحاديث بذلك كثيرة»
İbnu Abd'is Selâm, Mâlik'in ve Ebû Hanîfe'nin görüşünü zikrettikten sonra şöyle dedi: Hepsi kâfirlere Kur'ân okunulmasını ve içerisinde Kur'ân'dan âyetler bulunan mektupları göndermeyi caiz gördü. Bu husustaki hadisler çoktur." (Halîl bin İshâk el-Cundî, Tevdîh, 3/412-413)النووي (٦٧٦)
Nevevî (676H)«المجموع شرح المهذب» (2/ 71):
«(الْحَادِيَةَ عَشْرَةَ) اتَّفَقُوا عَلَى أَنَّهُ لَا يَجُوزُ الْمُسَافَرَةُ بِالْمُصْحَفِ إلَى أَرْضِ الْكُفَّارِ إذَا خِيفَ وُقُوعُهُ فِي أَيْدِيهِمْ لِحَدِيثِ ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا فِي الصَّحِيحَيْنِ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ (نَهَى أَنْ يُسَافَرَ بِالْقُرْآنِ إلَى أَرْضِ الْعَدُوِّ) وَاتَّفَقُوا أَنَّهُ يَجُوزُ أَنْ يُكْتَبَ إلَيْهِمْ الْآيَةُ وَالْآيَتَانِ وَشِبْهُهُمَا فِي أَثْنَاءِ كِتَابٍ لِحَدِيثِ أَبِي سُفْيَانَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَتَبَ إلَى هِرَقْلَ عَظِيمِ الرُّومِ كِتَابًا فِيهِ (يَا أَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا إِلَى كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ) الآية (الثانية عشرة) قال أصحابنا لايمنع الكافر سماع القرآن ويمنع من الْمُصْحَفِ وَهَلْ يَجُوزُ تَعْلِيمُهُ الْقُرْآنَ يُنْظَرُ إنْ لَمْ يُرْجَ إسْلَامُهُ لَمْ يَجُزْ وَإِنْ رُجِيَ جَازَ فِي أَصَحِّ الْوَجْهَيْنِ وَبِهِ قَطَعَ الْقَاضِي حُسَيْنٌ وَرَجَّحَهُ الْبَغَوِيّ وَغَيْرُهُ: وَالثَّانِي لَا يَجُوزُ كَمَا لَا يَجُوزُ بَيْعُهُ الْمُصْحَفَ وَإِنْ رُجِيَ إسْلَامُهُ قَالَ الْبَغَوِيّ وَحَيْثُ رَآهُ مُعَانِدًا لَا يَجُوزُ تَعْلِيمُهُ بِحَالٍ وَهَلْ يُمْنَعُ التَّعْلِيمَ فِيهِ وَجْهَانِ حَكَاهُمَا الْمُتَوَلِّي وَالرُّويَانِيُّ وَغَيْرُهُمَا أَصَحُّهُمَا يُمْنَعُ»
"On birincisi: Sahihayn'da İbnu Ömer Radiyallâhu Anh'ın Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in Kur'ân ile düşman diyarına sefere gitmeyi nehyettiğine dair rivayet ettiği hadis sebebiyle, Mushaf'ın kâfirlerin ellerine geçmesinden korkulduğu zaman Mushaf ile küffarın diyarına sefer etmenin caiz olmadığı hususunda ittifak ettiler. Yine bir ayet, iki ayet ve benzerini (kâfirlere gönderilecek olan) bir mektubun içerisine yazmanın caiz olduğu hususunda ittifak ettiler. Zira Ebû Sufyân Radiyallâhu Anh'ın hadisinde, Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in içerisinde şu ayet olan bir mektubu Rum'un tazim ettiği Heraklius'a gönderdiği geçmektedir: "Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin." (Âl-i İmrân, 3/64) On ikincisi: Ashabımız şöyle dedi: Kâfir, Kur'ân dinlemekten değil, Mushaf'ın kendisinden men edilir. Peki, kâfire Kur'ân öğretmek caiz midir? Bakılır, eğer İslâm'ı umulmuyorsa caiz değildir, eğer İslâm'ı umuluyorsa iki vecihten en doğrusuna göre caizdir. Bu görüşü Kadı Huseyn kesin anlamda söyledi, Begavî ve başkaları da racih görüş saydı. İkinci görüş: İslâm'ı umulsa bile kâfire Mushaf satışının caiz olmadığı gibi öğretmek de caiz değildir. Begavî şöyle dedi: "Kâfirin muannit (inatçı) olduğu görülünce herhangi bir şekilde Kur'ân öğretmek caiz değildir." Peki, öğrenmekten men edilir mi? Bu hususta iki vecih vardır. Bu iki veçhi Mutevellî, Rûyânî ve başkaları zikretti. İki veçhin en doğrusu öğrenmekten men edileceğidir." (Nevevî, el-Mecmû'u Şerh'il Muhezzeb, 2/71)«شرح النووي على مسلم» (12/ 107):
«فِي هَذَا الْكِتَابِ جُمَلٌ مِنَ الْقَوَاعِدِ وَأَنْوَاعٌ مِنَ الْفَوَائِدِ مِنْهَا»
...
«شرح النووي على مسلم» (12/ 107):
«وَمِنْهَا اسْتِحْبَابُ تَصْدِيرِ الْكِتَابِ»
«شرح النووي على مسلم» (12/ 108):
«بِبِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ وَإِنْ كَانَ الْمَبْعُوثُ إِلَيْهِ كَافِرًا»
...
«شرح النووي على مسلم» (12/ 108):
«وَمِنْهَا أَنَّهُ يَجُوزُ أَنْ يُسَافِرَ إِلَى أَرْضِ الْعَدُوِّ بِالْآيَةِ وَالْآيَتَيْنِ وَنَحْوِهِمَا وَأَنْ يَبْعَثَ بِذَلِكَ إِلَى الْكُفَّارِ وَإِنَّمَا نَهَى عَنِ الْمُسَافَرَةِ بِالْقُرْآنِ إِلَى أَرْضِ الْعَدُوِّ أَيْ بِكُلِّهِ أَوْ بِجُمْلَةٍ مِنْهُ وَذَلِكَ أَيْضًا مَحْمُولٌ عَلَى مَا إِذَا خِيفَ وُقُوعُهُ فِي أَيْدِي الْكُفَّارِ وَمِنْهَا أَنَّهُ يَجُوزُ لِلْمُحْدِثِ وَالْكَافِرِ مَسُّ آيَةٍ أَوْ آيَاتٍ يَسِيرَةٍ مَعَ غَيْرِ الْقُرْآنِ»
"Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in mektubunda birçok kaide ve envaitürlü fayda vardır. Bunlardan bir tanesi (...) Başka bir tanesi de alıcı kâfir dahi olsa mektuba "Bismillâh'ir Rahmân'ir Rahîm" ile başlamanın müstehab oluşudur (...) Başka bir tanesi de düşman diyarına bir ayet veya iki ayet ile yolculuğa çıkmanın ve bunu kâfirlere göndermenin caiz olduğudur. Nehyedilen Kur'ân ile düşman diyarına yolculuğa çıkmaktır, yani ya hepsi ya da çoğu ile çıkmaktır. Bu da Mushaf'ın, küffarın eline geçmesinden korkulduğu zamana hamledilmiştir. Yine başka bir tanesi de hades sahibinin ve kâfirin, Kur'ân'dan başka bir şey ile beraber bulunduğunda bir ayet veya çok az sayıda ayete dokunmasının caiz oluşudur." (Nevevî, Şerh'un Nevevî alâ Muslim, 12/107-108)«شرح النووي على مسلم» (13/ 13):
«وَاتَّفَقَ الْعُلَمَاءُ عَلَى أَنَّهُ يَجُوزُ أَنْ يُكْتَبَ»
«شرح النووي على مسلم» (13/ 14):
«إِلَيْهِمْ كِتَابٌ فِيهِ آيَةٌ أَوْ آيَاتٌ وَالْحُجَّةُ فِيهِ كِتَابُ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى هِرَقْلَ قَالَ الْقَاضِي وَكَرِهَ مَالِكٌ وَغَيْرُهُ مُعَامَلَةَ الْكُفَّارِ بِالدَّرَاهِمِ وَالدَّنَانِيرِ الَّتِي فِيهَا اسْمُ اللَّهِ تَعَالَى وَذِكْرُهُ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى»
"Ulema, bir ayeti veya ayetleri bir mektubun içerisine yazıp göndermenin caiz olduğu hususunda ittifak etti. Bunun hücceti, Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in Heraklius'a gönderdiği mektuptur. Kadı (İyâd) şöyle dedi: Mâlik ve başkaları, küffarla muamelede bulunurken üzerinde Allâhu Teâlâ'nın ismi ve Allâh Subhânehu ve Teâlâ'nın zikri bulunan dirhem ve dinarları kullanmayı kerih görmüştür." (Nevevî, Şerh'un Nevevî alâ Muslim, 13/13-14)المناوي، صدر الدين (٨٠٣)
Sadr'ud Dîn el-Munâvî (803H)«كشف المناهج والتناقيح في تخريج أحاديث المصابيح» (2/ 241):
«واتفق العلماء على أنَّه: يجوز أن يكتب إليهم كتاب فيه آية أو آيات، والحجة فيه: كتاب النبي -صلى الله عليه وسلم- إلى هرقل وفيه شيء من القرآن»
"Ulema, bir ayeti veya ayetleri bir mektubun içerisine yazıp göndermenin caiz olduğu hususunda ittifak etti. Bunun hücceti, Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in, Heraklius'a gönderdiği içerisinde Kur'ân'dan bir şey bulunan mektuptur." (Sadr'ud Dîn el-Munâvî, Keşf'ul Menâhic, 2/241)ابن الملقن (٨٠٤)
İbn'ul Mulakkin (804H)«التوضيح لشرح الجامع الصحيح» (2/ 415):
«الخامسة: استحباب تصدير الكتب بالبسملة، وإن كان المبعوث إليه كافرًا»
«التوضيح لشرح الجامع الصحيح» (2/ 419):
«التاسعة: جواز معاملة الكفار بالدراهم المنقوش فيها اسم الله للضرورة وإن كان عن مالك الكراهة؛ لأن ما في هذا الكتاب أكثر مما في هذا المنقوش من ذكر الله، نبه عليه القاضي، ونقل ابن بطال عن العلماء عدم تمكينهم من الدراهم التي فيها ذكر الله تعالى»
«التوضيح لشرح الجامع الصحيح» (2/ 421):
«الخامسة عشرة: جواز البعث إليهم بالآية من القرآن ونحوها، والنهي عن المسافرة بالقرآن إلى أرض العدو محمول على المسافرة بكله أو جملة منه، وعلى ما إذا خيف وقوعه في أيدي الكفار كما»
«التوضيح لشرح الجامع الصحيح» (2/ 422):
«سيأتي -إن شاء الله تعالى- إيضاحه في موضعه، وأبعد ابن بطال فقال: كان ذَلِكَ في أول الإسلام ولم يكن (بدٌّ) من الدعوة العامة.
السادسة عشرة: استدل أصحابنا به على جواز مس المحدث والكافر كتابًا فيه آية أو آيات يسيرة من القرآن مع غير القرآن»
"Beşincisi: Alıcı kâfir dahi olsa mektuba "Bismillâh'ir Rahmân'ir Rahîm" ile başlamanın müstehab oluşudur. (...) Dokuzuncusu: Her ne kadar Mâlik'ten kerih gördüğü rivayet edilse de zaruret olduğu için kâfirlerle muamele yaparken üzerine Allâh'ın ismi nakşedilmiş dirhemler kullanmak caizdir, zira bu kitapta dirhemin üzerine nakşedilen Allâh'ın zikrinden daha fazla Allâh'ın zikri vardır. Kadı bu hususa dikkat çekti. İbnu Battâl da âlimlerden kâfirlere üzerinde Allâhu Teâlâ'nın zikri bulunan paralar hususunda imkân verilmeyeceğine dair nakiller yapmıştır. (...) On beşincisi: Kâfirlere Kur'ân'dan bir ayet veya onun benzerini göndermenin caizliği, nehyedilenin Kur'ân'ın hepsi veya bir kısmı ile düşman diyarına çıkmaya hamledildiği ve -İnşâllâhu Teâlâ- mevzu geldiğinde izahının olacağı gibi küffarın eline geçmesinden korkulduğu zaman nehyedildiğidir. İbnu Battâl uzak bir görüş ortaya koyup şöyle dedi: "O İslâm'ın ilk dönemiydi ve umumi tebliğ etmesi kaçınılmazdı." On altıncısı: Ashabımız bu hadisi hades sahibinin ve kâfirin, içerisinde Kur'ân'dan başka bir şey ile beraber Kur'ân'dan bir ayet veya çok az sayıda ayet bulunan mektuba dokunmasının caiz olduğuna dair delil olarak getirdiler." (İbn'ul Mulakkin, et-Tevdîh li Şerh'il Câmi'is Sahîh, 2/418-422)العراقي (٨٠٦)
Irâkî (806H)«طرح التثريب في شرح التقريب» (7/ 219):
«قَالَ النَّوَوِيُّ وَاتَّفَقَ الْعُلَمَاءُ عَلَى أَنَّهُ يَجُوزُ أَنْ يَكْتُبَ لَهُمْ كِتَابًا فِيهِ آيَةٌ أَوْ آيَاتٌ، وَالْحُجَّةُ فِيهِ كِتَابُ النَّبِيِّ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ - إلَى هِرَقْلَ»
"Nevevî şöyle demektedir: Ulema, bir ayeti veya ayetleri bir mektubun içerisine yazıp göndermenin caiz olduğu hususunda ittifak etti. Bunun hücceti, Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in Heraklius'a gönderdiği mektuptur." (Irâkî, Tarh'ut Tesrîb, 7/219)ابن رسلان (٨٤٤)
İbnu Raslân (844H)«شرح سنن أبي داود لابن رسلان» (11/ 331):
«قال النووي: واتفق العلماء على أنه يجوز أن يكتب إليهم كتاب فيه آية أو آيات، والحجة فيه كتاب النبي - صلى الله عليه وسلم - إلى هرقل»
"Nevevî şöyle demektedir: Ulema, bir ayeti veya ayetleri bir mektubun içerisine yazıp göndermenin caiz olduğu hususunda ittifak etti. Bunun hücceti, Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in Heraklius'a gönderdiği mektuptur." (İbnu Raslân, Şerhu Sünen Ebî Dâvûd, 11/331)«شرح سنن أبي داود لابن رسلان» (19/ 411):
«(سلام على من اتبع الهدى) فيه: أنه يجوز أن يسافر إلى أرض العدو بالآية والايتين ونحوهما؛ وأن يبعث بهما إلى الكفار، وإنما نهي عن المسافرة بالقرآن إلى أرض العدو؛ أي: بكلمة أو بجملة منه، وذلك أيضًا محمول على ما إذا خيف وقوعه في أيدي الكفار»
...
«شرح سنن أبي داود لابن رسلان» (19/ 411):
«(ثم دعا بكتاب رسول اللَّه -صلى اللَّه عليه وسلم-) فيه: أنه يجوز للمحدث والكافر مس آية أو آيات يسيرة مع غير القرآن؛ كما إذا كان مع تفسير أو فقه أو مراسلة أو كتاب متابعة أو نحوها (فإذا فيه: بسم اللَّه الرحمن الرحيم) فيه: تصدير الكتاب ببسم اللَّه الرحمن الرحيم، وإن كان المبعوث إليه كافرًا»
"Hadiste geçen şu ibare: "Selâm, hidayete tabi olanlara olsun."
Buradan şu anlaşılır: Düşman diyarına bir ayet, iki ayet ve benzerleri ile yolculuğa çıkılabilir, bunlar kâfirlere gönderilebilir. Nehyedilen Kur'ân ile düşman diyarına yolculuğa çıkmaktır, yani Kur'ân'dan bir kelime veya cümle ile çıkmaktır. Bu da Mushaf'ın küffarın eline geçmesinden korkulduğu zamana hamledilmiştir. (...)
Hadiste geçen şu ibare: "Heraklius, Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in mektubunun getirilmesini emretti."
Buradan şu anlaşılır: Hades sahibinin ve kâfirin, Kur'ân'dan başka bir şey ile beraber bulunduğunda bir ayete veya çok az sayıda ayete dokunması caizdir, nitekim tefsir, fıkıh (kitaplarında), mektupta (...) ve benzerlerinde olduğu gibi.
Hadiste geçen şu ibare: "İçerisinde Bismillâh'ir Rahmân'ir Rahîm yazıyordu."
Buradan şu anlaşılır: Alıcı kâfir dahi olsa mektuba "Bismillâh'ir Rahmân'ir Rahîm" ile başlanır." (İbnu Raslân, Şerhu Sunen Ebî Dâvûd, 19/411)