Tevhide Davet

21 Şevval 1445, 23:36

Haberler:

İletişim adresimiz: info@darultawhid.com

Ana Menü

İBADET-TEVHÎD İLİŞKİSİ

Başlatan Subul’us Selâm, 14.04.2023, 00:52

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 5 Ziyaretçiler konuyu incelemekte.

Subul’us Selâm


İbadet-Tevhîd İlişkisi

Ebû Bekir es-Sıddîk (13H) Radiyallâhu Anh şöyle dedi:

"İbadet olarak tevhid, sevap olarak cennet yeter."1

Sehl bin Abdillâh et-Tusterî (283H) Rahimehullâh şöyle dedi:

"İbadetin aslı tevhid ile beraber helal yiyip zarar vermekten uzak durmaktır."2

Begavî (516H) Rahimehullâh şöyle dedi:

"Denilmiştir ki: "Bana ibadet etsinler diye," yani Beni tevhid etsinler diye... Mümine gelince, zorluk ve rahatlık anında Allâh'ı tevhid eder, kâfire gelince, o nimet ve rahatlık zamanında değil, zorluk ve bela anında Allâh'ı tevhid eder. Allâh Azze ve Celle'nin şu kavli bunu beyan eder: "Onlar gemiye bindikleri zaman, dini yalnızca O'na hâlis kılan gönülden bağlılar olarak Allâh'a yalvarıp yakarırlar." (el-Ankebût, 29/65)."3

Şems'ud Dîn el-Kurtubî (671H) Rahimehullâh şöyle dedi:

"Allâhu Teâlâ'nın şu kavli: "İbadet edin." Kendisine ibadet etmeyi emretmesidir. Burada ibadet, Allâh'ı tevhid etmek ve dininin şeriatına bağlanmaktan ibarettir."4

"Ayetin anlamı ise şudur: Ben cinlerden ve insanlardan olan saadet ehlini ancak Beni tevhid etsinler diye yarattım."5

"Yine Kelbî'den şu rivayet edilmiştir: Ancak Beni tevhid etsinler diye... Mümine gelince, o zorluk ve rahatlık anında Allâh'ı tevhid eder, kâfire gelince, o nimet ve rahatlık zamanında değil, zorluk ve bela anında Allâh'ı tevhid eder. Allâhu Teâlâ'nın ayetteki şu kavli bunu beyan eder: "Dağlar gibi dalgalar onları kuşattığı zaman, dini tamamen Allâh'a has kılarak O'na yalvarırlar." (Lokmân 31/32)"6

Bedr'ud Dîn el-Aynî (855H) Rahimehullâh şöyle dedi:

"İbadet tevhid anlamındadır, yani: Onlar sadece Allâh'ı tevhid etmekle emrolunmuşlardır... Yani: Onlara ancak ibadet için, yani tevhid için emrolunmuşlardır."7

Muhammed bin Abd'il Vehhâb (1206H) Rahimehullâh şöyle dedi:

"Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Ben, cinleri ve insanları, ancak Bana ibâdet etsinler diye yarattım." (ez-Zâriyât 51/56)

İbâdet, tevhîdin ta kendisidir."8

"Nitekim Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Ben, cinleri ve insanları, ancak Bana ibâdet etsinler diye yarattım." (ez-Zâriyât 51/56)

Buradaki "...Bana ibâdet etsinler..."in manası: "Beni tevhid etsinler (birlesinler)" demektir."9




1- Sa'lebî, Tefsîr, 4/213.

2- Tusterî, Tefsîr, sf. 48.

3- Begavî, Tefsîr, 7/381.

4- Kurtubî, Tefsîr, 1/225.

5- Kurtubî, Tefsîr, 17/55.

6- Kurtubî, Tefsîr, 17/56.

7- Bedr'ud Dîn, Umdet'ul Kârî, 1/264.

8- Faydalı, Önemli Ve Değerli Bir Risâle.

9- Üç Temel Esas.
"Eğer cahil ısrar ederse, büyüklenirse, sapıklığında ve dalaletinde kararlıysa, körlüğü hidayete seçmişse ve içerisine düşüp kendisi hakkında cedelleştiği şey, kendisini işleyen şahsı Müslümanlar fırkasından müşrikler zümresine çıkaran büyük şirk kapsamındansa, bu durumda adil hüküm, kılıçtır!" (el-Feth'ur Rabbânî min Fetâvâ'l İmâm eş-Şevkânî, 1/185)

Subul’us Selâm


İbnu Abbâs (68H) Radiyallâhu Anhumâ'dan bu hususta varit olanlar

"İbnu İshâk, İbnu Cerîr ve İbnu Ebî Hâtim, İbnu Abbâs'ın Allâhu Teâlâ'nın "İbadet edin," kavli hakkında şöyle dediğini tahriç etmiştir: "Rabbinizi tevhid edin." 10

"Burada ibadet ile kastedilenin ne olduğu hakkında iki görüş vardır. Bir tanesi tevhiddir. İkincisi ise itaattir. İkisi de İbnu Abbâs'tan rivayet edilmiştir."11

"İbnu Abbâs Radiyallâhu Anhumâ şöyle dedi: Kuran'da ibadet namına varit olan her şeyin anlamı tevhiddir."12

"İbnu Abbâs şöyle dedi: "Allâhu Teâlâ "Ey insanlar Rabbinize ibadet edin!" buyurdu. Bu hem kâfirler hem de münafıklardan oluşan her iki topluluk hakkındadır. Yani: Sizi de sizden evvelkileri de yaratan Rabbinizi tevhid edin!" 13

"Bunu bildiğinde, ibadet tevhidi, daha evvel tarifi geçen ibadet çeşitlerinde Allâh Subhânehu'yu birlemektir. Bu, şeran talep edilen ibadetin ta kendisidir, biri olmadan diğeri olmaz. Bu yüzden de İbnu Abbâs şöyle demiştir: "Kuran'da ibadet namına varit olan her şeyin anlamı tevhiddir." İşte bu, tüm rasûllerin kendisine davet ettiği ve müşriklerin de ikrar etmekten kaçındıkları tevhiddir. İbadet, kendisi hasebiyle ele alındığında mutlak anlamda tevhidden daha geneldir. Zira her muvahhid kişi Allâh'a ibadet eder, fakat Allâh'a ibadet eden her kişi muvahhid olmaz."14




10- Suyûtî, ed-Durr'ul Mensûr, 1/85.

11- İbn'ul Cevzî, Zâd'ul Mesîr, 1/42.

12- Begavî, Tefsîr, Dâru Taybe, 1/71.

13- Taberî, Tefsîr, Dâr'ut Terbiye ve't Turâs, 1/363.

14- ed-Durar'us Seniyye, 2/291.
"Eğer cahil ısrar ederse, büyüklenirse, sapıklığında ve dalaletinde kararlıysa, körlüğü hidayete seçmişse ve içerisine düşüp kendisi hakkında cedelleştiği şey, kendisini işleyen şahsı Müslümanlar fırkasından müşrikler zümresine çıkaran büyük şirk kapsamındansa, bu durumda adil hüküm, kılıçtır!" (el-Feth'ur Rabbânî min Fetâvâ'l İmâm eş-Şevkânî, 1/185)

🡱 🡳