Tevhide Davet

KELİME-İ TEVHÎD VE ONUN 4 ŞEYİ NEFYEDİP 4 ŞEYİ İSBÂT ETMESİ HAKKINDA RİSÂLE

Başlatan Subul’us Selâm, 22.11.2022, 00:48

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Subul’us Selâm


رِسَالَةٌ أُخرَى فِي كَلِمَةِ التَّوْحِيدِ
وَكَوْنُهَا تَنْفِى أَرْبَعًا وَتُثْبِتُ أَرْبَعًا

Kelime-i Tevhîd Ve Onun Dört Şeyi Nefyedip
Dört Şeyi İsbât Etmesi Hakkında
Diğer Bir Risâle
1

Muhammed bin Abd'il Vehhâb Rahimehullâh

Şeyh'ul İslâm Rahimehullâhu Teâlâ şöyle demiştir:

Allâh sana rahmet etsin, bil ki; La ilahe illallâh'ın manası nefiy (red) ve isbâttır (kabûldür). Dört şeyi nefyeder, dört şeyi de isbât eder.

İlahları, Tâğûtları, Niddleri (Eşler, Denkler ve Ortaklar) ve Rabbleri nefyeder:

İlahlar: Senin hayrı celbetmen ve zararı defetmen için yöneldiklerindir. Böylece sen onu ilah edinmiş olursun.

Tâğûtlar: Kendisine ibâdet edilen ve buna râzı olan veya ibâdet edilecek birisi gibi takdîm edilen kimselerdir. Tıpkı Semmân, Tâc veya Ebû Hadîde gibi.

Niddler (Eşler, Denkler ve Ortaklar): Aile, (oturulan) mesken, aşîret veya mal cinsinden olup da seni İslâm dîninden alıkoyan her şey "nidd"dir. Bu, Allâhu Teâlâ'nın şu kavlinden dolayıdır:

"İnsanlar içinde, Allâh'tan başkasını niddler (eşler, denkler ve ortaklar) edinenler vardır ki onlar, bunları Allâh'ı sever gibi severler..." (el-Bakara 2/165)

Rabbler: Sana hakka muhâlefet yönünde fetvâ veren ve senin ona itaât ettiğin kimsedir. Bu ise Allâhu Teâlâ'nın şu kavlinin doğrulanmasına vesîledir:

"(Yahûdîler) bilginlerini (hahamlarını; Hristiyanlar da) râhiplerini Allâh'tan başka rabler edindiler, Meryemoğlu (Îsâ) Mesîh'i de! Oysa onlar tek bir ilaha ibâdet etmekten başkasıyla emrolunmamışlardı. O'ndan başka -ibâdete lâyık, hak- ilah yoktur. O, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir." (et-Tevbe 9/31)

(Kelime-i Tevhîd) Dört şeyi de isbât eder:

Kasd (Yönelmek): Senin başkasına değil, sadece Allâh'a kastetmendir (yönelmendir).

Ta'zîm (Yüceltmek) ve Muhabbet (Sevgi): Bu, Allâh Azze ve Celle'nin şu kavlinden dolayıdır:

"...Îmân edenlerin ise Allâh'a olan sevgileri daha güçlüdür..." (el-Bakara 2/165)

Havf (Korku) ve Recâ (Ümit): Allâhu Teâlâ'nın şu kavline binâen:

"Allâh sana bir sıkıntı verirse onu O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik dilerse; O'nun fazlını engelleyecek yoktur. Onu kullarından dilediğine verir. O Gafûr'dur (günâhları bağışlayandır), Rahîm'dir (rahmet sâhibidir)." (Yûnus 10/107)

Her kim bunları bilirse muhakkak ki Allâh'tan başka¬sıyla alâkasını kesmiş olur. Ona bâtılın soğuk çehresi asla büyük gelmez. Nitekim Allâhu Teâlâ, İbrâhîm -Salât ve Selâmların En Güzeli Bizim Nebîmizin ve Onun Üzerine Olsun- hakkında, onun putları kırması ve kavminden teberri etmesini haber vermiştir. Allâhu Teâlâ'nın şu kavline binâen:

"İbrâhîm ve onunla beraber olanlarda, sizin için güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: Biz sizden ve sizin Allâh'tan başka ibâdet ettiklerinizden uzağız. Sizi reddettik..." (el-Mümtehine 60/4)




1- El-Cevâhir'ul Mudiyye, 34-35 (Mecmûat'ur Rasâ'il ve'l Mesâ'il'in Necdiyye içinde 4/34-35).
"Eğer cahil ısrar ederse, büyüklenirse, sapıklığında ve dalaletinde kararlıysa, körlüğü hidayete seçmişse ve içerisine düşüp kendisi hakkında cedelleştiği şey, kendisini işleyen şahsı Müslümanlar fırkasından müşrikler zümresine çıkaran büyük şirk kapsamındansa, bu durumda adil hüküm, kılıçtır!" (el-Feth'ur Rabbânî min Fetâvâ'l İmâm eş-Şevkânî, 1/185)

🡱 🡳

Benzer Konular (5)