Tevhide Davet

KÂFİRE İSLAMÎ KİTAP SATMA VE DAVET MEKTUBU GÖNDERME HAKKINDA BİR ŞÜPHE

Başlatan Tevhîd Müdafaası, 04.12.2022, 01:47

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tevhîd Müdafaası


Alıntı YapEsselâmu aleykum ve rahmetullâh,

Allah swt müslimlere hayırlar, afiyet, sağlık sıhhat versin, ayaklarını dini üzere sabit kılsın. Ben zaman zaman sitenizi girip içeriklerden faydalanan birisiydim.  Kapatıldığını yeni farkettim ve üzüldüm açıkçası.

Sitedeki yazılara, ekitaplara ve diğer içeriklere tekrar ulaşmak isterim. Ulaşmak bu durumda mümkün müdür veya yakın zamanda mümkün olur mu diye sizlere sormak istedim.

Yakın zamanda sitenin tekrar açılma durumu varsa çok memnun olurum. Tekrar açılması söz konusu değil ise, sizlerden ricam en kısa zamanda sitedeki içeriklere başka türlü ulaşma imkanı sağlamanızdır.

Rabbim çalışmalarınızı ümmete faydalı ve bereketli kılsın. Vesselam.

Ve aleykum. Sitemiz kapalı değil açık. Sadece Muwahhid yayınları isimli siteyi çok gerekli olmadığı için kapattık. Kapatma gerekçemizide açıkladık. Darultawhid adresinden gerekçemizi okursunuz.

Alıntı YapEsselâmu aleykum ve rahmetullâh

Soruma net cevap alamadım fakat anladığım kadarıyla şuanki gerekçelerinizden dolayı eski içeriklere ulaşmak pek mümkün değil gibi gözüküyor.

Sunduğumuz gerekçeleriniz hakkında merak ettiğim bir kaç sorum vardi. Soruma geçmeden şunu belirtmek isterim. Bir yazılı belge okuyucunun kendi iç sesiyle şekilleniyor ve genelde daha sert ve katı algılanıyor maalesef. Bu mailimi, yani sorularımı samimi bir niyetle sorduğumu baştan belirtmek isterim. Maksat hakka ulaşmak.

Sizler diyorsunuz ki:

"Eriştiğimiz nakiller ışığında kâfire içerisinde ayet, hadis ve selefin asarı bulunan kitapları satmanın, hibe etmenin vb. şekillerde kâfirlerin kitapları mülkiyetine geçirmelerine vesile olmanın caiz olmadığını öğrendik."

Mutlaka sizlerde merak etmişsinizdir. Bu nakilleri kimler nerde nezaman kimin için demiş? Tam olarak nasıl anlaşılması lazım? Islama düşmanlık gösteren ve göstermeyenler farkı gözetilmiş mı? Bu konuda bilginiz varsa paylaşmanızı isterim.

Bu tabi daha çok teorik bir soru idi, birde pratikte bunun karşılığı hakkında merak ettiklerim var.

Günümüzde kâfir biri İslamı merak ettiğinde kuran alıp okuyamayacaksa, peygamberde kimmiş diyerekten bir hadis veya siyer kitabı alamayacaksa. Eline yazılı/kitabî bir şekilde belge geçmeyecekse, bu din nasıl yayilacak?

Birde Kur'an kitabî bir şekilde bütün insanlığa hidayet kaynağa olarak indi. Nasıl olurda kâfirin eline (mülkiyetine) geçmemeli diyebiliriz. Burda bir işgal yokmudur?

Birde kâfirin mülkiyetine geçme konusunu internet ortamında nasıl anlamalıyız? Ekitap halinde paylaşılınca, adı kitap oluyor ve kâfirin mülkiyete geçiyor diyorsunuz diye anladım.

Eğer öyleyse her mesaj, her video buna kiyas edilebilir mı? Neticede internet ortamında paylaşılan herşey karşındakinin mülkiyetine geçiyor. Bu durumda internet ortamında hiçbir şekilde ayet hadis paylasilmamali denilmesi gerek.

Yani sizin açınızdan düşündüm. Sizler pdf kitap paylaşmayıp telegram kanalı üzerinden ayet hadis aktarmanız kendi içinizde bir tezat düşmüş olmazmisiniz?

Umarım bu sorularıma cevap verirsiniz

Rabbim ilmimizi ve fehmimizi arttırsın, bizlere hakkı hak diye göstersin. Allahümme amîn. Vesselam.

Bismillâh.

Gördüğümüz kadarıyla sitemizde konuyla alakalı yayınladığımız yazıları fehmederek baştan sona okuma zahmetinde bulunmamışsınız, işin hamaliyesinden kaçınmışsınız. Bu çağımızda seküler eğitim sistemleriyle eğitilmiş insanların çoğunun hâlidir. Bu esasında dinden yüz çevirmenin çeşitlerinden en yaygın olanlarındandır. Siz bununla da yetinmeyip çıtayı yükseltmiş, dinî bir alt yapıya sahip olmayan bir takım aklî çıkarımlarda bulunarak sorular sormuşsunuz. Oysa şeriat nezdinde müminlerin yersiz soruları sormaları kınanmıştır. Şeri hükümleri seküler algıya tabi kılıp sorgulamaktasınız. Söyleminiz, kâfirlere tatbik edilen şeri hükümlerin zamana göre değişiklik gösterebileceği şeklinde anlaşılabilir, belki de siz de zaten bunu kastediyorsunuz. Âlimler şeri delillere tabidir ve kâfirler hakkındaki ilim tarih boyunca icma şeklinde gelmiştir ve ümmetten hiç kimse buna itiraz etmemiştir. Saydığınız müşküller dün de, bugün de yarın da olacaktır bu söylediklerinize itibar edilseydi şüphesiz âlimler sizden önce dillendirirdi. Bu tutumunuz Allâh ve dini hakkında bilgisizce konuşma kapsamındadır. Bunlar size ayıp olarak yeter. İyi niyetli olup maksadı hakka ulaşmak olan kimselere bu bizden samimi bir nasihattir. Umulur ki kibrinizi ve o çok güvendiğiniz aklınızı bir yana bırakarak bu samimi nasihate kulak verir, tövbe eder ve gereğini yaparsınız. Bizler hastasının hastalığını teşhis edip onun iyileşmesi için şefkatle bu acı ilacı içmesini tavsiye eden bir doktor gibi size bu acı reçeteyi izhar ettiğiniz tutum üzere yazıyoruz, hakikati görüp teslim olmak da hakikate gözlerini köreltip bizlere eleştiri yöneltip haddi aşarak çıkışmak da size kalmış. Bu da sizin imtihanınız. Bize yöneltmiş olduğunuz soruların cevabı fıkhederek okuyabilen kimse için ilgili yazılarda bulunmaktadır. Kâfirlere ancak onları İslam'a sokacak ilim verilir, bundan fazlası verilmez. Zira kâfire yapılan davet, dinin aslı olan tevhidedir. Biz de mezkûr yazıda amelimizi belirttiğimiz gibi kâfirlere ancak gereği kadar ayet hadis yazıyoruz ve bu sebeple bir çelişkimiz söz konusu değildir. Din ve fıkıh hususunda cahil olan kimseler ancak bunun çelişkili olduğunu iddia eder. Son olarak da bizim kim olduğumuzu biliyorsunuz, lakin biz sizin kim olduğunuzu bilmiyoruz. Kendinizi tanıtmamış, bize yönelttiğiniz soruları sorarken bizden cevap bekleyen cahil bir insan mı, bizi imtihan eden bir davetçi mi olduğunuzu açıkça belirtmemişsiniz. Daha şeffaf davranıp kendinizi bize tanıtmanızı beklerdik. Size tavsiyemiz kendiniz için daha faydalı olacak ilimlerle meşgul olmanızdır. İnsanı Müslüman kılan La İlahe İllallâh sözünün manası, muhtevası, şartları ve lazımlarını öğrenin. Bunları hayatınıza geçirip bunu kendinize meşgale edinin. Umarız meramımızı anlatabilmişizdir. Polemik yapıp lafı uzatmayalım, bunlar son sözlerimizdir. Vallâh'ul Muste'ân.
قَالَ ابْنُ عَقِيل رَحِمَهُ اللهُ: «إذَا أَرَدْت أَنْ تَعْلَمَ مَحَلَّ الْإِسْلَامِ مِنْ أَهْلِ الزَّمَانِ فَلَا تَنْظُرْ إلَى زِحَامِهِمْ فِي أَبْوَابِ الْجَوَامِعِ، وَلَا ‌ضَجِيجِهِمْ فِي الْمَوْقِفِ بِلَبَّيْكَ، وَإِنَّمَا اُنْظُرْ إلَى مُوَاطَأَتِهِمْ ‌أَعْدَاءَ الشَّرِيعَةِ.»
İbnu Akîl Rahimehullâh dedi ki: "Zamane insanlarda İslam'ın yerini bilmek istersen, camilerin kapısındaki izdihamlarına ve mevkıfte Lebbeyk diye bağırtılarına bakma! Yalnızca onların şeriat düşmanlarıyla uzlaşmalarına bak!" (İbnu Muflih, el-Âdâb'uş Şerîa, 1/237)

🡱 🡳

Benzer Konular (5)