« Yanıtla #4 : 11.01.2021, 22:16 »
Selamun Aleyküm..Abdullah guneyman hakkındaki sorumun cevabında Bin baz,useymin,elbani gibi suud tağutların belamlarından olduğu zannım kesinlik kazanmıştır..
Peki el musa el Medini hakkında şöyle demişsiniz:
''Ebu Musa’yı meseleleri hakkıyla fıkh eden, hakla batılın arasını ayırd edebilecek bir furkana sahip tahkik ehli birisi olarak görmüyoruz. Guneyman gibi Suudi belamları hakkında dahi net bir şey söyleyemeyen, günümüzde kendi tanıdığı alimler olduğunu iddia eden, bir çok kişi ve mesele hakkında yuvarlak sözlerle geçiştiren bir kimse hadis ilmine vakıf olsa ne olur olmasa ne olur? Bu şahıs Elbani’den veya Arnavut kardeşlerden daha iyi bir muhaddis değildir herhalde? Bu şahsın şeyhim, hocam dediği kişiler nerededir? Yeryüzünde bu kadar muvahhid (!) alim varsa bunlar ne iş yapmaktadır? Batıl ehline karşı nasıl bir mücadeleleri vardır?''
Biz burada isimlerini zikrettiğiniz kimseleri hadisçi görmediğimiz gibi,ilimlerine itibar edilecek muteber olan kişi olarak da görmüyoruz..Fakat Ebu Musa el-Medeni hakkında ''Guneyman gibi Suudi belamları hakkında dahi net bir şey söyleyemeyen.' demişsiniz.. Bu konuyu biraz daha açarmısınız,Gunayman belamı hakkında ne söylememiş ? bundan kasıt onu tekfir mi etmemiş
Bismillahirrahmanirrahim.
Bizler esasında kişiler üzerinde konuşmayı çok da fazla istemiyoruz ama madem ki sordunuz hem sorunuza cevap olması için hem de bu vesileyle birtakım uyarı ve hatırlatmalarda bulunmak amacıyla bu yazıyı kaleme alıyoruz. Şimdi Ebu Musa isimli şahıs kendisine ait sitenin okuyucu yorumlarına ayrılmış bir bölümünde bir soruya cevaben şunları yazmaktadır:
Anonim | 29 Nisan 2013, 18:21
selamun aleykum abu musa hocam sitenizdeki bilgilerden çok istifade ediyorum Allah razı olsun.çok ciddi bir boşluğu dolduruyor elhamdulillah.Allah subhanehu ve teala yardımcınız olsun.bundan sonra hocam;türkiye de üzülerek söylüyorum güncel itikad meseleler (mahkeme,askerlik,oy,memurluk,cihad ahkamı,okul vs…) hakkında maalesef konuşan bir alim yok.birkaç tanesi var denilsede da onlar da işine gelince malı hapisi ikrah görüyor olmadık tevillere sarılıyor,mezheb taassubuna sarılıyor;ilim talebeleride müçtehid kesilip bazı meslelerde çuvallayıp fitneye sebeb oluyor.,ve gerek gruplar arasında gerekse internette ortamında müthiş bir kargaşa var.bunun sebebi en başta ilimsizlik hocam.bu konuya girmemin sebebi davet yaparken insanların hep bu şahıslara ve tevillere sığınması.bu yüzden vahdet sağlanamıyor.sizden ricam hocam kendi akidenizi, arap aleminde ki hocaların(mesele sulayman bin ulvan,nasr bin fahd,ebu davud abdulvedud,ğuneyman vs..) bu meselelerdeki akidelerini bize delilleriyle açıklamanız.türkiyede ki şirklerden korunmanın tek yolu bu olsa gerek hocam.maşallah hakimiyet meselesinde ki yazınız için.hocam aynı şekilde diğer meselelerde de yaszarsınız çok mutlu olacağız.selamun aleykum ve rahmetullah.
ibrahim | 29 Nisan 2013, 18:23
hocam bu arada ismim ibrahim selamun aleykum ve rahmetullah.
ebumusa | 30 Nisan 2013, 15:04
We Aleykumusselam We rahmetullahi we berekatuhu İbrahim kardeşim.
Alah senden de razı olsun.
Zikrettiklerini okudum. Ümmetin bir çok konuda yanılgıya düşerek haktan uzaklaşmalarından bahsediyorsun.
Evet, zikrettiğin gibi askerlik vb. meselelerde bir çok kişi yanılgıya düşmüştür. Haktan uzaklaşmışlardır.
İnşallah ben de yeri geldiğince bu meselelerden bahsetmeye çalışacağım.
Muasır alimlerden bahsetmemi istemişsiniz.
Malesef muasır alimler hakkına pek konuşmak istemem. Çünkü onlar çok karışık sözler söylemekteler.
Misal olarak Guneyman’nın bir meselede bir den fazla sözleri mevcuttur. Hata ettiği ve haktan saptığı meselelerde ona reddiye verenler de olmuştur.
Yine muasırlardan bir çoğunun batıl ehli olmaları, hatta kendileri ilmi yönden allame bile olsalar, inanç olarak dini bir kenara atmaları, muasırlar hakkında genelde benim susması gerektiriyor.
Çünkü muasır alimleri tanımak da zordur. Bu gün iyi iken, yarın sapabilir. Bu nedenle onlar hakkında hüsnü zan beslediklerim hakkında bile susmayı daha doğru görüyorum.
Bizim gibi inanan alimler de mevcuttur. Elhamdulillah. Çok olmasalar da, çoğunun adı duyulmasa da mevcuttur.
Ama şimdilik onlardan bahsetmenin, isimlerini yaymanın gerekli olduğunu düşünmüyorum.
Belli kişilerden bahsetmek belli zamanlarda faydadan daha fazla zarar getirebilir.
Şu anda bizler içinde önemli olanı: Muasırları bırakıp, eski alimlerin eserlerini okumaktır.
Eski alimlerde derken, ilk 300 yılda yaşayan ulemanın eserlerini kasd ediyorum. İster itikad babında olsun, ister fıkhi babda olsun.
Güncel meselelere gelince, muasırların bu meseleleri çok karıştırdığından dolayı, her hangi birisinin eserlerinden istifade edilmesini kardeşlerime tavsiye etmekte güçlük çekiyorum.
Bu dediğimi anlayıp düşünürseniz, neden muasırlardan bahsetmediğimi anlamış olursunuz inşallah.
Bu konuda bizler muasırlardan delilli konuşanların sözlerini alırız. Delilsiz olanların sözlerini ise terk ederiz.
Allah beni ve seni muvaffak kılsın.
Muasırların düştüğü tassaub ve hamiyye hastalıklarından bizleri uzak tutsun.
En önemliside: Allah adına hiç kimseden korkmamaktır.
Umarım bizler Allah adına hiç kimseden korkmayanlardan oluruz.
Wesselamu Aleykum
Kardeşin: Ebu Musa
Faruq | 16 Nisan 2013, 15:32
Assalamu alaikum wa rahmatullahi wa barakatuhu,
benim bir tavsiyem vardi, Eşari Mezhebine karsi bir reddiye tercüme edebilirmisiniz, veya yazabilirmisiniz? Cok büyük bir faydasi olur, in shaa Allah. Ebul Hasan el-Eşari’nin hayati, ilk zamaninda Kullabi olusu, Mutazili olusu, sonra Eşari ve en son da Imam Ahmet ibn Hanbal’in I’tikadini kabul edigi ve Eşari görüslerinin bir cogunu tevbe etmesi gibi, Eşari’lerin I’tikadi, Eşari ve Ehli Sünnet’in I’tikad ayriligi. Yani bir kapsamli bir reddiyye türkce dilde cikartabilseniz, cok büyük bir fayda olur, in shaa Allah.
Bildigime göre Shaikh Safar al-Hawali’den bir reddiyesi olmali gerek, ismi “Minhaj al-Ash’aira”. Duydugma göre iyimis.
Fi amanillah.
Wa alaikum salam wa rahmatullahi wa barakatuh
ebumusa | 16 Nisan 2013, 17:55
We Aleykumusselam We rahmetullahi we berekatuhu kardeş.
Çabalarınız için Allah sizden razı olsun.
Tavsiyenizi hatırlıyorum.
Bu konuda çok düşündüm. Ama hala her hangi bir eserin çevirisine başlamadım.
Bir tek Kadiri itikadını tercüme ettim. Onuda bu sitede yayınlı olduğundan okumuşsunuzdur sanırım.
Şeyh Sefer’in kitabı ise ilk yazıldığında iyi idi. Yani gerçekten seviyeli bir eser idi. İyi bir şekilde araştırılmış idi.
Yalnız ondan sonra, onun eserinden çok daha fazla kapsamlı risaleler çıktı.
Bu demek değildir ki Şeyh Sefer’in ilmi az. Hayır. Halbuki diğer araştırmacılar onun eserindeki eksiklikleride tamamlıyarak daha kapsamlı eserler yazdılar.
Yalnız ben muasırların yazdıkları eserleri çevirme taraftarı değilim. Eski ulemanın eserleri daha kapsamlıdır.
İnşallah eğer vaktim olursa, bu eserlerden bazılarını çevirmeye çalışacağım.
Ama şu anda bu çevirilerden daha önemli meseleler olduğunu görüyorum.
Malesef sofilerin ve Murcielerin şüpheleri piyasada dolaşıyor. Onların şüphelerini ve eserlerini yıkmak daha önemlidir.
Bu iki sapık fırka, heleki Murcieler yeni türediği için, bunlara eskiden mustakil risaleler kaleme alınmamıştır. Bu nedenle ben kendim toparlıyorum.
Murcielerin yeni türemesinden kasd ettiğim, Hakimiyyeti inkar eden Murcielerdir. Sözüm yanlış anlaşılmasın.
Yalnız inşallah eğer boşalırsam, isteğini yerine getirmeye çalışacağım inşallah.
Wesselamu Aleykum we rahmettullah
Daha önce de çeşitli vesilelerle bahsettiğimiz gibi bir kimsede Arapça ve usule dair alet ilimleri olması ve hadis, fıkıh gibi sahalarda belli metinleri mütalaa etmiş olması o kimsenin iman küfür meselelerini hakkıyla fıkhetmesini gerektirmemektedir. Ebu Musa isimli şahıs gördüğümüz kadarıyla belli ilimlerin haricinde iman küfür meseleleri başta olmak üzere tevhidi konulara henüz yeni yeni girmektedir ve acemilikten dolayı bir çok meseleyi eline yüzüne bulaştırmıştır. Bu tip kişiler toy sayılırlar ve bir çok meseleyi henüz fıkhetmiş değillerdir. Tevhid akidesine dair dillerinde olan şeyler amellerine sirayet etmemiştir. Yukardaki diyalogta rahatça görülebileceği üzere bu kişi internet ortamında kendisine selam veren, kardeş diyen herkese müslüman muamelesi yapmaktadır. Muasır alimler vs konulardaki yazdıklarını da okuyunca bu şahsın tekfir ahkamından ve küfür diyarında tevhidine net olarak şahitlik edilmeyen bir kimseye müslüman muamelesi yapılmayacağından bihaber olduğu ortaya çıkmaktadır. Görüldüğü üzere Guneyman, Sefer Havali gibi muasır belamlar hakkında bir şeyler gevelese de şeri anlamda net bir fikre sahip değildir veyahut da küfürlerini bildiği halde onlar hakkındaki gerçeği söylemekten çekinmektedir. Doğrusunu Allah bilir. Halbuki tevhidi hakkıyla idrak etmiş olan bir kimse kendisine muasır alimler hakkında soran kimseye vereceği cevap şu olmalı idi:
“Bizler ahirzamanda İslam’ın garipliğinin gitgide şiddetlendiği bir dönemde yaşıyoruz, bu devirde avam, yoldan saptığı gibi alim geçinenler de sapmışlar ve tıpkı hadiste haber verildiği gibi Allah alimlerin canlarını almıştır. Halk da birtakım cahilleri kendilerine başkan edinmişler ve onlar da ilimsizce fetva vererek hem kendileri sapmış, hem de başkalarını saptırmıştır. Elbette ki Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem)’in haber verdiği gibi sürekli hakk üzere sebat eden bir taife kıyamete kadar var olacaktır. Ancak bunları asla kalabalıkların arasında aramayın. Şu ahirzaman diliminde hakkı söyleyen bir alim etrafında büyük halkalar teşekkül edeceğini, çokça taraftarları olacağı vehmine kapılmayın. Çünkü insanların büyük çoğunluğunun dinden yüzçevirdiği bu dönemde insanların çoğu hakkı söyleyene destek olmak bir yana tıpkı peygamberlere yaptıkları gibi onu taşa tutarlar ve yurtlarından çıkartırlar. O yüzden sizler bu bahsettiğiniz türden muasır belamların etiketlerine ve etraflarındaki kalabalıklara veyahut da dillerindeki birtakım hak sözlere aldanmayın. Ağacın köküne yani tevhide sarılın, o şekilde ölüme hazırlık yapın”
Ayrıca sözlerin sonunda söylediği ilk 300 senedeki alimlerin eserlerini okumayı tavsiye etmesine dikkat etmek lazım. Selef alimlerini tavsiye etmesinde bir problem yoktur, ancak müşkilat okunacak eserleri selefin kitaplarıyla sınırlandırmaktan doğmaktadır. Eski alimler derken sadece selef alimlerini kasdetmekte ve bu tanıma göre seleften sonraki herkes bir nevi ihtiyatlı olunması gereken muasırlar statüsünde olmaktadır. Bunu selef akidesine sahip olmayan Eşari, Sofi vb itikadlara sahip kişiler hakkında dediyse bu elbetteki doğrudur. Ancak bu şahsın diğer bazı konulardaki yaklaşımlarını da göz önünde bulundurduğumuzda onun da son dönemlerde gittikçe yayılan “halefsiz selefilik” anlayışına yakın olduğu hatta bu yeni palazlanan ekolun Türkçedeki naşirliğine giriştiği görülmektedir. Bunların iddiasına göre selef döneminden sonra herkes sapmıştır ve hatta İbn Teymiye, İbn Abdilberr, Necd Uleması gibi selefi alimlere dahi ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Halbuki Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) Taifet’ul Mansura’nın kıyamete kadar var olacağını beyan etmektedir. Bu bakımdan seleften sonra ümmetin bütünüyle saptığını ve ehli sünnet akidesinin müdafii olan alimlerin bile tam meseleleri tahkik edemediğini ima eden bütün anlayışlar batıldır ve ümmetin sapıklık üzere ittifak etmeyeceğini beyan eden nasslara terstir. Selef akidesini temsil eden alimler mutlaka halef döneminde de var olmuştur, halefsiz bir selef anlayışı olmaz. Bizler selef alimlerini de hakkıyla ancak İbn Teymiye gibi muhakkiklerin yol göstermesiyle anlarız. Öyle anlaşılıyor ki bu tip kişilikler selefle bizim aramızda köprü teşkil eden bu alimler arasındaki bağları kah eserleri tahrif edildi bahanesiyle, kah halef uleması oldukları bahanesiyle kopartarak nassları ve de selefin kavillerini kendi fasit reyleriyle yorumlamak istiyorlar, bu ahirzaman davetçilerinin kelamlarına karşı dikkatli olmak icab eder ta ki ateşten korunabilelim. Bu hususta söylenecek belki daha çok şey vardır ama şimdilik akıl sahipleri için bu kadarını yeterli görüyoruz. Ahiru da’vana en’il hamdu lillahi rabb’il alemin.

Kayıtlı
Kendisi de bir kral olan Halife Memun Nadr bin Şumeyl (ra)'a şöyle demiştir:
يَا أَبَا الْحَسَنِ الْإِرْجَاءُ دِينُ الْمُلُوكِ
"Ey Ebu'l Hasen! İrca (Mürcielik) kralların dinidir!" (ed-Dulabi, el-Esma ve'l Kuna, no: 832; ayrıca Lalekai, es-Sunne, no: 2818)