MUKADDİME
İlk insan ve ilk peygamber olan Adem Aleyhisselam'dan Son peygamber Rasulullah Aleyhisselam'a kadar bütün peygamberlerin mesajlarının odak noktası Tevhid Akidesi olmuştur. Kuran-i Kerim şirkin hakim olduğu bir dönemde indirilmeye başladı. Kuran-i Kerim'in temel hedefi şirkin bertaraf edilmesi ve ibadetin Allah-u Teâlâ'ya has kılınmasıdır. Bu da aşağıda lügat ve ıstılah anlamlarıyla açıklamaya çalışacağımız tevhid ilkesi/akidesidir.
Lügat ve Terim Anlamı
İmam Cevheri Rahîmehullah es-Sıhah, (2/548) isimli eserinde şöyle demiştir:
ﻫﻮ ﺗﻔﻌﻴﻞ ﻭﺣﺪ ﻳﻘﺎﻝ: ﻭﺣﺪﻩ ﻭﺃﺣﺪﻩ ﻛﻤﺎ ﻳﻘﺎﻝ ﺛﻨﺎﻩ ﻭﺛﻠﺜﻪ
Tevhid ve-ha-de (و-ح-د) kökünden tef'îl kalıbıdır. "Onu birledi, tek olarak kabul etti" anlamında ﺃﺣَّﺪَﻩُ, وحَّدَهُ: "vehhadehu, ehhedehu" denilir. Tıpkı "Onu ikiledi, üçledi" anlamında ﺛَﻠﺜَﻪُ, ﺛَﻨَّﺎﻩ "sennâhu, sellesehû" denildiği gibi...
Fîrûzâbâdî, Kâmûsu'l-Muhît'te (1/343) onu bir kıldı anlamında da وحده توحيدا "vehhadehu tevhiden" denilir. Demiştir.
Yine şöyle demiştir:
.والتوحيد الإيمان بالله وحده لا شريك له
"Tevhid; Allah'a, Onun birliğine ve ortağının olmadığına inanmaktır." (a.g.e, 1/343)
et-Teymî, el-Hucce fi Beyani'l-Mehacce, (s.239-240) İsimli eserinde şöyle demiştir:
ﻭﺗﻘﻮﻝ ﺍﻟﻌﺮﺏ: ﻭﺍﺣﺪ ﻭﺣﺪ ﻭﻭﺣﺪ ﻭﻭﺣﻴﺪ ﺃﻱ: ﻣﻨﻔﺮﺩ, ﻓﺎﻟﻠﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻭﺍﺣﺪ ﺃﻱ ﻣﻨﻔﺮﺩ ﻋﻦ ﺍﻟﺄﻧﺪﺍﺩ ﻭﺍﻟﺄﺷﻜﺎﻝ ﻓﻲ ﺟﻤﻴﻊ ﺍﻟﺄﺣﻮﺍﻝ
ﻓﻘﻮﻟﻬﻢ: ﻭﺣﺪﺕ ﺍﻟﻠﻪ: ﻣﻦ ﺑﺎﺏ ﻋﻈﻤﺖ ﺍﻟﻠﻪ, ﻭﻛﺒﺮﺗﻪ, ﺃﻱ ﻋﻠﻤﺘﻪ ﻋﻈﻴﻤﺎ ﻭﻛﺒﻴﺮﺍ
ﻓﻜﺬﻟﻚ ﻭﺣﺪﺗﻪ: ﺃﻱ ﻋﻠﻤﺘﻪ ﻭﺍﺣﺪﺍ, ﻣﻨﺰﻫﺎ ﻋﻦ ﺍﻟﻤﺜﻞ ﻓﻲ ﺍﻟﺬﺍﺕ ﻭﺍﻟﺼﻔﺎﺕ
Araplar tek anlamında ﻭﺍﺣﺪ ,ﻭَﺣِﺪٌ, ﻭَﺣْﺪٌ, ﻭﺣﻴﺪٌ (vâhidun, vehidun, vahdun, vehîdun) derler. Mesela: “Allah Teâlâ, vahiddir”, yani tektir, bütün hallerde eşi ve benzeri yoktur. Arapların ﻭَﺣّﺪْﺕ ﺍﻟﻠّﻪ: "vehhadtullahe" sözü: ﻋﻈﻤﺖ ﺍﻟﻠﻪ "azzamtullahe" sözü kabilindendir. Bu söz, "O'nu büyük bildim" demektir. Aynı şekilde "vehhadtullahe" de "Onu tek, zatında ve sıfatlarında tek olduğuna; eşi ve benzeri olmaktan münezzeh bildim" demektir.
Cürcani, et-Ta'rifat'ta (s.69) şöyle der:
ﻗﺎﻝ ﺍﻟﺠﺮﺟﺎﻧﻲ : ﺍﻟﺘﻮﺣﻴﺪ ﻓﻲ ﺍﻟﻠﻐﺔ ﺍﻟﺤﻜﻢ ﺑﺄﻥ ﺍﻟﺸﻲﺀ ﻭﺍﺣﺪ, ﻭﺍﻟﻌﻠﻢ ﺑﺄﻧﻪ ﻭﺍﺣﺪ
"Tevhîd, lugatte birşeyin tek olduğuna hükmetmek ve birşeyin tek olduğunu bilmektir."
Şeyh Süleyman bin Abdillah (Rahmetullahi Aleyh) “Teysir'ul Aziz'il Hamid” adlı eserinin giriş kısmında diyor ki:
ﻭ (ﺍﻟﺘﻮﺣﻴﺪ) : ﻣﺼﺪﺭ ﻭﺣﺪ ﻱﻭﺣﺪ ﺗﻮﺣﻴﺪﺍ, ﺃﻱ: ﺟﻌﻠﻪ ﻭﺍﺣﺪﺍ, ﻭﺳﻤﻲ ﺩﻳﻦ ﺍﻟﺈﺳﻠﺎﻡ ﺗﻮﺣﻴﺪﺍ
"Tevhid" vahhade, yuvahhidu, tevhid'den (ﻭﺣﺪ, ﻱﻭﺣﺪ, ﺗﻮﺣﻴﺪﺍ) masdardır. (Allah'ı) birlemek, bir saymak manasına gelir. "Tevhid" İslam dinine verilen isimdir.
Lügat alimlerinin açıklamalarından anlaşılacağı üzere tevhid kelimesi sözlük anlamı itibariyle birşeyin tek olduğuna inanmak, tek olduğunu bilmek ve tek olduğuna hükmetmek, o şeyi tekliğe nispet etmek ve onu tek yapmak demektir.
Kur'an ve Sünnet'ten çıkarılan anlama göre Tevhidin ıstılah anlamı şudur:
Allah-u Teala her şeyin Rabbi ve Meliki'dir. Allah-u Teâlâ'nın dilediği şeyin olur ve dilemediği şey olmaz. O’nun gücü her şeye yeter. Her şeyin yaratıcısı O'dur. En güzel isimler ve en yüce sıfatlar O’na aittir. Gerçek ilah O'dur. Tevhid O’ndan başka ibadeti/kulluğu hak eden kimsenin bulunmadığını kalp ve dil ile ikrar etmektir. Şüphesiz Allah-u Teâlâ'dan başka Rab ve ilah yoktur. O’nun şeriki ve kufuvvu (dengi) yoktur. Bundan dolayı İbadeti/kulluğu sadece Allah Subhanehu ve Teâlâ hak eder. Peygamberlerin Allah-u Teâlâ'nın Selamı üzerlerine olsun başından sonuna kadar davet ettiği tevhid tam manasıyla bu şekildedir.
Tevhidin ıstılahî manasıyla sözlük anlamı arasındaki ilişki:
Tevhidin ıstılahi manası sözlük anlamından daha özeldir.
Namaz zekat ve hac gibi dini ıstılahların lügat anlamlarıyla ilişkisi de böyledir.