Tevhide Davet

VAKIAMIZDA KÜFRÜ GEREKTİREN ŞEYLERE DAİR FAYDALI SÖZLER | ABDULLÂH ÂL'UŞ ŞEYH

Başlatan Tevhîd Müdafaası, 28.05.2023, 00:12

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 7 Ziyaretçiler konuyu incelemekte.

Tevhîd Müdafaası


Fasıl

[Kabirleri Bayram Yeri Edinme Hususunda İbn'ul Kayyim'in Sözleri]


İbn'ul Kayyim Rahimehullâhu Teâlâ el-İgâse isimli eserinde66 şöyle dedi:

"Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Benim kabrimi bayram yeri edinmeyiniz!"67 68

"Yine Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Allâh'ım! Kabrimi ibadet edilen bir put hâline getirme! Nebîlerinin kabirlerini mescid edinen bir kavme Allâh'ın gazabı şiddetli olmuştur!"69 70

"Kabirleri bayram yeri edinmede öyle büyük mefsedetler vardır ki, kalbinde Allâh'ın tevhidi hakkında vakar ve kıskançlık yerleşen her kişi, bunlar sebebiyle öfkelenir! Fakat bir yara, ölü bir kişiye acı vermez!

Bu mefsedetlerden biri, kabirlere yönelik namaz kılmak, kabri tavaf etmek, onu istilam etmek ve yanakları kabrin toprağı ile bulamak; kabirdekilere ibadet etmek ve putperestlerin putlarından sual ettiği şeyler olan yardım, rızık, afiyet, borçların ödenmesini ve belaların giderilmesi için sual etmeyi kabirdekilerden istemektir.

İlmin birazcık kokusunu alan her kişi, buna götüren yolların kapatılmasının en önemli şeylerden biri olduğunu bilir. Yine Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in nehyettiği şeyin ve ona götüren şeylerin akıbetini öğrettiğini bilir."71

"Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem, enbiyanın kabirlerini, içerisinde Allâh'a ibadet edilen mescitler edinen kişiyi lanetlemişse, orayı sık sık ziyaret etmenin ve oraya yönelmeyi adet hâline getirmenin durumu nicedir?"72

"Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in kabirler hakkındaki sünnetini, emredip nehyettiklerini ve ashabının üzerinde bulunduğu şey ile günümüz insanlarının birçoğunun üzerinde bulunduğu şeyi cem eden kişi, birinin diğeriyle zıt olduğunu görür.

Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem kabirlerin mescid edinilmesinden nehyetmiştir73, bunlar ise kabirlerin üzerine mescitler yapıyorlar.

Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem kabirlerde kandil yakılmasından nehyetmiştir74, bunlar ise kabirlerin üzerinde kandillerin yakılması için vakfediyorlar.

Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem kabirleri bayram yerleri edinmemizi nehyetmiştir, bunlar ise kabirleri bayram yerleri ediniyorlar.

Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem -Sahîh-i Muslim'de Alî Radiyallâhu Anh'ın kendisinden yaptığı rivayette geçtiği üzere- kabirlerin düzlenmesini emretmiştir75, bunlar ise kabirleri yükseltip üzerlerine kubbeler inşa etmektedir.

Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem -Sahîh-i Muslim'de Câbir Radiyallâhu Anh'ın kendisinden yaptığı rivayette geçtiği üzere- kabirlerin kireçlenmesini ve üzerlerine bina yapılmasını yasaklamıştır.76

Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem -Tirmizî'nin Câbir Radiyallâhu Anh'dan yaptığı rivayette geçtiği üzere ki Tirmizî bu hadisin sahih olduğunu da söylemiştir- kabirlerin üzerine yazılmasından nehyetmiştir.77

Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem -Ebû Dâvûd'un Câbir Radiyallâhu Anh'dan yaptığı rivayette geçtiği üzere- kabirlerin üzerine toprağından başka bir şeyin ilave edilmesinden nehyetmiştir.78

Bunlar ise kabirler üzerine levhalar koyup, bu levhalar üzerine Kuran'dan yazıyorlar. Toprağının üstüne alçı, tuğla ve taşlar ekliyorlar."79

"Durum bu sapık müşrikler için öyle bir hâl almıştır ki onlar kabirlere yapılan haccı meşru kıldılar. Bu hususta "Menâsiku Hacc'il Meşâhid (Meşhetlerin Haccının Menasiki)" isimli bir kitap tasnif ettiler.80 Bunun İslam dininden ayrılmak ve putperestlerin dinine girmek olması gizli değildir. Rasûl'ün ümmeti için meşru kıldığı ve bunların meşru kıldığı şey arasındaki büyük farka bir bakasın!"81

"Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem, âhireti hatırlattığı için kabir ziyaretini emretti. Yine ziyaret edenin kabirde yatanlar için dua etmelerini emredip onları kem söz etmekten nehyetti."82

"İşte, Allâh'ın Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in ümmeti için izin verdiği ve kendilerine öğrettiği kabir ziyareti budur! Şirk ve bidat ehlinin itimat ettiği herhangi bir şeyi Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in izin verdiği kabir ziyaretinde bulmakta mısın? Yoksa onu her vecihten şirk ve bidat ehlinin üzerinde bulunduğu şeye zıt mı bulmaktasın?

İmam Mâlik ne kadar da güzel söylemiştir! "Ümmetin evvelini ıslah eden şeyden başkası bu ümmetin sonunu ıslah edemez!"83

Lakin ümmetlerin, peygamberlerinin ahitlerine bağlı kalmaları zayıfladıkça onun yerine icat ettikleri bidati ve şirki koydular. Selef-i salih, tevhidi soyutladı ve cüzünü korudu. Öyle ki onlardan biri Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'e selam verdiğinde sonra dua etmek istediğinde, sırtını Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in kabrine dönerdi sonra dua ederdi. Dört mezheb imamından, kişinin dua etmek için kıbleye döneceğine ve -dua ibadet olduğu için- böylece kabir yanında dua etmiş olmayacağına dair nas bulunmaktadır.

Kısacası, ölünün ameli kesilmiştir. Bundan dolayı kendisi için dua edecek bir kişiye muhtaçtır. Bu sebepledir ki, hayatta olan bir kişi için teşri kılınmamış dua, ölü üzerine namaz kılındığında meşru kılınmıştır. Ölünün üzerine kılınan namazdan maksat, onun için istiğfarda bulunup onun için dua etmektir. Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem definden sonra kabrin yanı başında durur ve şöyle buyururdu: "Ölünün sebat etmesini dileyin, zira kendisi, şimdi suale çekilmektedir."84

Bidat ve şirk ehli ise, sözü kendilerine söylenenden başka sözle değiştirdiler. Ölü için dua etmeyi ölüye dua etmekle değiştirdiler. Ölü için şefaat etmeyi ölüden şefaat talep etmeyle değiştirdiler. Ölü için [ve ziyaretçi için] iyilikte bulunmak üzere meşru kılınan ziyareti, ölüden isteyip onlarla Allâh'a yaklaşmak, bu bölgeyi -ibadetin özü olan- dua için has kılmakla ve kalbi mescitte bulunduğundan daha fazla hazır bulunması ve huşu duymasıyla değiştirdiler."85



66- İbn'ul Kayyim Rahimehullâh'ın kaleme aldığı bu eserin ismi, İgâset'ul Luhefân fî Mesâyid'iş Şeytân'dır. Türkçe'de Şeytanın Tuzakları ismiyle yayınlanmıştır.

67- Ahmed, Musned, Hadis no: 8804.

68- İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/347.

69- Ebû Mus'ab ez-Zuhrî rivayetiyle Mâlik, Muvatta, Mu'esseset'ur Risâle, Hadis no: 570.

70- İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/341.

71- Özetle İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/350-352.

72- Yakın lafızlarla İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/349-350.

73- Buhârî, Hadis no: 435.

74- Tirmizî, Hadis no: 320.

75- Muslim, Hadis no: 969.

76- Muslim, Hadis no: 970.

77- Tirmizî, Hadis no: 1052.

78- Ebû Dâvûd, Hadis no: 3226.

79- Yakın lafızlarla İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/353-355.

80- Meşhetlerin Haccının Menasiki isimli bu eseri, Şiilerin imamlarından Şeyh Müfid lakabıyla bilenen Ebû Abdillâh Muhammed İbn'un Nu'mân telif etmiştir. (Mecmû'u Fetâvâ Şeyh'il İslâm Ahmed İbni Teymiyye, 27/162; İbnu Teymiyye, el-İstigâse, sf. 305)

81- Özetle İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/357.

82- Yakın lafızlarla İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/359-360.

83- Kadı İyâz, eş-Şifâ, Dâr'ul Fikr, 2/88.

84- Ebû Dâvûd, Hadis no: 3221.

85- Özetle İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/363-367.
قَالَ ابْنُ عَقِيل رَحِمَهُ اللهُ: «إذَا أَرَدْت أَنْ تَعْلَمَ مَحَلَّ الْإِسْلَامِ مِنْ أَهْلِ الزَّمَانِ فَلَا تَنْظُرْ إلَى زِحَامِهِمْ فِي أَبْوَابِ الْجَوَامِعِ، وَلَا ‌ضَجِيجِهِمْ فِي الْمَوْقِفِ بِلَبَّيْكَ، وَإِنَّمَا اُنْظُرْ إلَى مُوَاطَأَتِهِمْ ‌أَعْدَاءَ الشَّرِيعَةِ.»
İbnu Akîl Rahimehullâh dedi ki: "Zamane insanlarda İslam'ın yerini bilmek istersen, camilerin kapısındaki izdihamlarına ve mevkıfte Lebbeyk diye bağırtılarına bakma! Yalnızca onların şeriat düşmanlarıyla uzlaşmalarına bak!" (İbnu Muflih, el-Âdâb'uş Şerîa, 1/237)

Tevhîd Müdafaası


[Sahabenin Şirke ve Bidate Götüren Yolları Kapatması]

(İbn'ul Kayyim Rahimehullâh devamla şöyle dedi:)

"İbnu İshâk, Ebu'l Âliye'den şöyle dediğini rivayet etti: "Tüster'i fethettiğimizde Hürmüzân'ın beytülmalinde, üzerinde ölü bir adam bulunan ve başucunda bir Mushaf (kitap) olan bir sedir bulduk. Bu mushafı (kitabı) Ömer'e ulaştırdık. O da Ka'b'ı çağırdı. Ka'b onu Arapça('ya tercüme ederek) yazdı. Ben, Araplardan olup onu okuyan ilk kişiydim. Onu Kuran'ı okuduğum gibi okudum. İçerisinde sizin tarihiniz, işleriniz, kelamınızdaki hatalar ve sonradan meydana gelecek hâdiseler bulunmaktaydı." Ben (ravi Hâlid) dedim ki: "Peki adamla ne yaptınız?" Ebu'l Âliye şöyle dedi: "Gündüz vakti on üç ayrı kabir kazdık. Gece olunca onu defnettik ve bütün kabirleri dümdüz ettik. Bunu, olur da kabri bulurlar diye onun kabrini insanlardan gizlemek için yaptık." Dedim ki: "İnsanlar ondan ne istermiş?" Ebu'l Âliye dedi ki: "Semadan yağmur yağmadığında bu sediri meydana çıkarırlardı, bunun üzerine kendilerine yağmur verilirmiş." Dedim ki: "Siz bu adamın kim olduğunu düşünüyorsunuz?" Ebu'l Âliye dedi ki: "Danyâl." Dedim ki: "O, vefat edeli ne kadar zaman olmuş?" Ebu'l Âliye dedi ki: "Üç yüz sene kadar olmuş." Dedim ki: "Bedeni hiç değişikliğe uğramamış mı?" Şöyle dedi: "Hayır. Sadece başının arka tarafındaki saçlarından bazısı... Hiç kuşkusuz ki nebilerin bedenlerini toprak çürütmez, yırtıcı hayvanlar da yemez."

Bu kıssada muhacirin ve ensarın, insanlar kendisiyle fitneye kapılmasınlar diye onun kabrini gizlemek için yaptıkları bulunmaktadır. Sonraki gelen nesiller, onu elde etselerdi, onun için kılıçlarla mücadele ederlerdi ve ona ibadet ederlerdi. Zira onlar, ona yakın bir seviyeye bile sahip olmayan kişilerin kabirlerini putlar edinip oraya bekçiler diktiler.

Sahabe, bunun daha aşağısında olan şeylere karşı çıktı. Böyle bir sebeple Ömer İbn'ul Hattâb Radiyallâhu Anh, altında Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'e biat verilen ağacı (Rıdvan ağacını) kesti."86

"Yine Ömer, insanların gittiğini görünce bunun sebebini sordu. Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in içerisinde namaz kıldığı bir mescidde namaz kılıyorlar denildi. Bunun üzerine Ömer Radiyallâhu Anh şöyle dedi: Sizden önceki ümmetlerin helak olmaları ancak buna benzer şeylerle olmuştur. Onlar kendi nebilerinin izlerine tabi olurlardı, onları kilise ve sinagog edinirlerdi. Sizden herkim bu mescidlerden birindeyken namaz vakti girerse orada namazını kılsın! Sizden herkim bu mescidlerden birinde değilken namaz vakti girerse, gitsin ve orada namaz kılmaya özen göstermesin!"87

Sahabe kendisinden, hususen üzerine silah asacakları bir ağaç talep ettiğinde Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem buna karşı çıktı."88

Sonra İbn'ul Kayyim Rahimehullâh Zât-u Envât hadisini zikretti (ve şöyle dedi:)

"Sahabe ağaca ibadet etmemesine ve ondan bir şey istememesine rağmen eğer kendisine silah asmak ve etrafında itikâf durmak için bir ağaç tayin etmek Allâh ile beraber bir ilah edinmekse, kabrin etrafında itikâf durmak, kabre dua etmek, kabrin yanında dua etmek ve kabrin aracılığıyla dua etmek hakkında ne düşünülmelidir? Bir ağacın fitnesiyle kabrin fitnesi arasında nasıl bir münasebet bulunmaktadır? Keşke şirk ve bidat ehli bilseydi! Allâh'ın, Rasûlü'nü kendisiyle gönderdiği şey hakkında ve günümüzde şirk ile bidat ehlinin bu ve diğer hususlarda üzerinde bulunduğu şey hakkında haberi olan kişi bilir ki selef ile onlar arasındaki uzaklık, doğu ve batının arasındaki mesafeden bile daha uzak bir mesafedir. Allâh'a yemin olsun ki bu iş, zikrettiğimizden çok daha azimdir!

Buhârî'nin Sahîh'inde, Umm'ud Derdâ Radiyallâhu Anhâ'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ebu'd Derdâ öfkeli bir şekilde yanıma geldi. Dedim ki senin neyin var? Ebu'd Derdâ dedi ki: "Allâh'a yemin ederim ki, cemaatle namaz kılmaları haricinde insanlar arasında Muhammed Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in üzerinde bulunduğu şeyden hiçbir şeyin olduğunu bilmiyorum."89

Alıntı sona erdi.90



86- Özetle İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/368-371.

87- İbnu Teymiyye, İktidâ'us Sirât'il Mustakîm, 2/273-274.

88- Özetle İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/371.

89- Yakın lafızlarla Buhârî, Hadis no: 650.

90- Özetle İbn'ul Kayyim, İgâset'ul Luhefân, Dâru Atâ'ât'il İlm, 1/372-373.
قَالَ ابْنُ عَقِيل رَحِمَهُ اللهُ: «إذَا أَرَدْت أَنْ تَعْلَمَ مَحَلَّ الْإِسْلَامِ مِنْ أَهْلِ الزَّمَانِ فَلَا تَنْظُرْ إلَى زِحَامِهِمْ فِي أَبْوَابِ الْجَوَامِعِ، وَلَا ‌ضَجِيجِهِمْ فِي الْمَوْقِفِ بِلَبَّيْكَ، وَإِنَّمَا اُنْظُرْ إلَى مُوَاطَأَتِهِمْ ‌أَعْدَاءَ الشَّرِيعَةِ.»
İbnu Akîl Rahimehullâh dedi ki: "Zamane insanlarda İslam'ın yerini bilmek istersen, camilerin kapısındaki izdihamlarına ve mevkıfte Lebbeyk diye bağırtılarına bakma! Yalnızca onların şeriat düşmanlarıyla uzlaşmalarına bak!" (İbnu Muflih, el-Âdâb'uş Şerîa, 1/237)

Tevhîd Müdafaası


[Ulema, Şirkin Bu Ümmette Vuku Bulduğunu Zikretmiştir]

Yüce Allâh sana rahmet etsin, Şeyh Rahimehullâhu Teâlâ'nın sözleri üzerinde düşün! Şeyh'in putperestliğin kendi zamanında meydana geldiğini açıkça söylemesi üzerinde düşün! Danyal'ın defnedilmesine dair kıssayı zikrettikten sonra, müteahhir olan zamanının insanlarının mertebe, fazilet ve doğruluk hususunda ona yakın bile olmayan kişilerin kabirlerini putlar edindiklerini açıkça söylemesi üzerinde düşün! Müteahhir olan zamanının insanlarının Danyal'ı bulsalardı, onun için kılıçlarla mücadele edeceklerini ve ona Allâh'ın yanı sıra ibadet edeceklerini açıkça söylemesi üzerinde düşün! Bu hususların üzerinde düşündüğün takdirde günümüzde insanların çoğunluğunun Allâh'tan başkasına ibadet etmek; onlara dua etmek; sıkıntıda, zorlukları gidermede ve tasaları giderme hususlarında onlardan istigasede bulunmak; sıkıntı, zorlukları giderme ve tasaları giderme anında ibadetleri onlara halis kılmak; gemiye bindiklerinde ve diğer sıkıntı zamanlarında ibadetleri onlara halis kılmak hususunda geldikleri durum, senin için açıklığa kavuşur. Öyle ki evvelki müşrikler bile bunları yapmamıştır. Nitekim Allâhu Teâlâ, şu buyruğuyla onlardan haber vermektedir:

"Onlar gemiye bindikleri zaman, dini yalnızca O'na hâlis kılarak Allâh'a yalvarıp yakarırlar. Ama onları karaya çıkarıp kurtarınca hemen şirk koşarlar." (el-Ankebût, 29/65)

Yine Allâhu Teâlâ'nın şu buyruğu:

"De ki: Söyleyin bakalım. Acaba size Allâh'ın azabı gelse veya size kıyamet saati gelip çatsa (böyle bir durumda) siz Allâh'tan başkasına mı dua ederdiniz? Doğru sözlü iseniz (söyleyin bakalım)! Bilakis yalnız O'na dua edersiniz, O da dilerse (kurtulmak için) dua ettiğiniz sıkıntıyı giderir ve siz o an Allâh'a ortak koştuklarınızı unutursunuz." (el-En'âm 6/40-41)

Allâhu Teâlâ sana rahmet etsin! Allâhu Teâlâ'nın bu müşriklerden sıkıntı zamanlarında duayı Allâh'a halis kıldıklarını haber vermesi üzerinde düşün! Sonra da zamanımızdaki müşriklerin, sana zikrettiğim şekilde, neler yaptıkları üzerinde düşün! Bunlar üzerinde düşündüğün takdirde, Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in kendisiyle geldiği İslam'ın, bu zamanlardaki garipliği senin için açıklığa kavuşur. İlim ehlinin kelamı ve açık sözleri, Allâh'a ortak koşmanın bu zamanlarda galebe çaldığı ve kabul edildiği yönündeyse... Yine ilim ehlinin kelamı ve açık sözleri, Allâh'a ortak koşmanın nefislerin çoğuna galebe çaldığı ve ondan kurtulanların, az olması yönündeyse, hatta şirke karşı çıkanları kınamayanların az olması yönündeyse, o hâlde bu devir hakkındaki düşüncen nedir? Malumdur ki, mesele ancak şiddet ve gariplik yönünden artar. Sahih hadiste Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu geçmektedir:

"Her gelecek zamanın sonrası, kendisinden daha şerlidir."

Buhârî, Enes Radiyallâhu Anh'dan rivayet ederek Sahîh'inde bunu tahriç etti.91

Fakat mesele, Şeyh Rahimehullâhu Teâlâ'nın dediği gibidir:

"Allâh'ın, Rasûlü Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'i kendisiyle gönderdiği şey hakkında ve günümüzde şirk ile bidat ehlinin bu ve diğer hususlarda üzerinde bulunduğu şey hakkında haberi olan kişi bilir ki selef ile onlar arasındaki uzaklık, doğu ve batının arasındaki mesafeden bile daha uzak bir mesafedir."

İşte, İbnu Mes'ûd Radiyallâhu Anh'ın hakkında şöyle dediği fitne budur!

"Büyüğün kendisi üzerinde ihtiyarladığı, küçüğün de üzerinde yetiştiği fitne sizi sardığında durumunuz nice olacak? İnsanlar onu sünnet edinecek, değiştiğinde sünnet değişti denilecek."92

Vallâhu a'lem!



91- Yakın lafızlarla Buhârî, Hadis no: 7068.

92- Yakın lafızlarla Hâkim, el-Mustedrak, Hadis no: 8570.
قَالَ ابْنُ عَقِيل رَحِمَهُ اللهُ: «إذَا أَرَدْت أَنْ تَعْلَمَ مَحَلَّ الْإِسْلَامِ مِنْ أَهْلِ الزَّمَانِ فَلَا تَنْظُرْ إلَى زِحَامِهِمْ فِي أَبْوَابِ الْجَوَامِعِ، وَلَا ‌ضَجِيجِهِمْ فِي الْمَوْقِفِ بِلَبَّيْكَ، وَإِنَّمَا اُنْظُرْ إلَى مُوَاطَأَتِهِمْ ‌أَعْدَاءَ الشَّرِيعَةِ.»
İbnu Akîl Rahimehullâh dedi ki: "Zamane insanlarda İslam'ın yerini bilmek istersen, camilerin kapısındaki izdihamlarına ve mevkıfte Lebbeyk diye bağırtılarına bakma! Yalnızca onların şeriat düşmanlarıyla uzlaşmalarına bak!" (İbnu Muflih, el-Âdâb'uş Şerîa, 1/237)

🡱 🡳

Benzer Konular (5)