MUSA EBU CAFER'İN EBUBEKİR SİFİL REDDİYESİ HAKKINDA
Bismillahirrahmanirrahim. Bir önceki yazıda işaret ettiğimiz gibi şu an Suriye'de bulunan Musa Ebu Cafer ve Ömer Faruk isimli şahıslar, kendilerince Ebubekir Sifil'in ithamlarına karşı İbnu Teymiyye müdafaası namıyla bir program yayınlamışlardır. Lakin hedef güzel olsa da meselelerle alakalı yeterli donanıma ve de düzgün bir akide ve menhece sahip olunmadığından ötürü hedefe ulaşılamamış, hak batıl birbirine karışmıştır. Bu kişiler İbnu Teymiyye'nin Arşa istiva meselesi hakkındaki görüşlerini ve onun şahsında selefin akidesini müdafaa edeyim derken, tıpkı Molla Sadullah'ın yaptığı gibi Eşari zihniyetin tesiri altında istivanın temas olmadan gerçekleştiği, Allah'ın mekandan ve cihetten münezzeh olduğu şeklindeki bazı muhdes ve bidat ifadeleri kullanmışlardır. Böylece meselelere vakıf olmayan avamın zihninde selefin akidesinin bu şekilde savunulabileceği şeklinde istifhamlar oluşmuştur. Halbuki İbnu Teymiyye'yi müdafaa etmeden önce onun ne dediği ve daha da önemlisi selefin akidesi, usulü iyice anlaşılmalıdır. İbnu Teymiyye ile aynı akide ve menhece sahipseniz Allah hakkında cihetten, temastan ve mekandan münezzehtir demezsiniz. Zira İbnu Teymiyye ve diğer muhakkik selefi alimler bu ıstılahları mutlak anlamda Allah için isbat etmedikleri gibi, mutlak anlamda nefyetmemişlerdir. Lakin bazen mukayyed olarak isbat ettikleri de olmuştur. Bunların tafsilatı yukarda adresini verdiğimiz Arşa istiva yazısında mevcuttur. Ayrıca Musa ile röportajı gerçekleştiren Ömer Faruk, İbnu Teymiyye'nin "zat" anlamında Allah'a cisim isnad ettiğini ileri sürmüş, Musa da onu tasdik etmiştir. Halbuki İbnu Teymiyye -tıpkı selefin yaptığı gibi- cisim lafzını Allah hakkında hiç bir zaman isbat etmemiş ve nefiy de etmemiştir. Lakin o, cisim derken "zat" vb doğru bir manayı kasdedenin bu kasdettiği mananın kabul edileceğini söylemiştir. Bununla beraber cisim lafzının kendisini asla kabul etmemiştir. Zira cisim, hakka da batıla da yorumlanabilecek olan ve de lugatteki asıl manası ise cesed manasında yani Allaha izafesi mümkün olmayan bir ifadedir ve Allah hakkında kullanılması asla caiz değildir. Bu yönüyle temas, mekan, cihet, hadd (sınır) gibi hak manada kullanılması caiz olan ifadeler gibi değildir. Bundan dolayı İbnu Teymiyye dahil Ehli sünnete müntesip herhangi bir alimin Allah hakkında cisim lafzını kullandığı asla vaki olmamıştır. Diğer lafızlar hakkında ise ihtilaf edilmiştir. İşte Musa ve diğer arkadaşı, ehil olmadıkları ve bilmedikleri bir sahaya dalmışlar, böylece ortaya bu şekilde ifrat ve tefrit manzaraları ortaya çıkmıştır. Konuşmanın sonunda geçen İbnu Teymiyye'nin büyük şirkte cehaleti özür gördüğü vs iddiaları zaten artık bayatladığı için zikretmeye bile değer bulmuyoruz. Bu vesileyle İbnu Teymiyye'nin ve selefin akidesini hakkıyla bilmeyen, derinlemesine etüt etmemiş olan kişilerin sırf duygusallıkla ya da başka gayelerle yapacakları sözde müdafaaların yerine göre faydadan ziyade zarar getirebileceğini tekrar hatırlatmak istiyoruz. Dini ya da dünyevi herhangi bir işi ancak ehil olanlar yerine getirmelidir, emanetin ehline verilmesi gerekir vesselam.