"(Müşrik bayramlarını kutlamanın nehyedildiğine dair) Bu delillerden birisi de Hz. Ömer'in -Allah ondan razı olsun- Ebu Şeyh Asbahanî tarafından Ata b. Dinar'a dayandırılarak nakledilen “Acem dilini konuşmaktan ve müşriklerin bayram günlerinde onların mabedlerine gitmekten sakınınız” şeklindeki uyarışıdır.
(Bkz. Kenz El-Ummal, c. 3, s. 886, H. No: 9034, Beyhakî, Sünen, El-Kübra, c. 9. s. 234, Bab: Zimmilerin arasına katılmanın keraheti.)
(Ata b. Dinar El-Hezelî Ebu El-Zeyat El-Mısrî, altıncı kuşak ravilerdendir, İbn Hacer onun hakkında: “Doğru sözlüdür, ancak Said b. Cübeyr'den olan rivayetleri dinleyerek değil, ezberedir.” der. Buhari, Ebu Davud ve Tirmizi ondan hadis tahriç ettiler. H. 126'da vefat etti. Bkz. Takrib El-Tehzib, c. 2, s. 21, Biy. No: 188.)
Hz. Ömer'in bu sözleri, Beyhakî'de yer aldığına ve Süfyan-ı Sevri tarafından Ata b. Dinar'a dayandırılarak nakledildiklerine göre daha ağır anlamlı olarak şöyledir:
“Sakın acem dilini öğrenmeyiniz ve müşriklerin bayram günlerinde onların mabedlerine gitmeyiniz. Çünkü o gün onların üzerine Allah'ın azabı iner.” (Beyhâki, Sünen El-Kübra, c. 9, s. 234; Abdurrezzak El-Musannef, c. 1, s. 411, H. No: 1609)
Öte yandan yine Süfyan-i Sevrî'nin, Ebu Velid'e dayandırarak belirttiğine göre bu konuda Abdullah b. Ömer -Allah ondan razı olsun- şunları söylüyor:
“Kim acem diyarında ev-bark edinerek yerleşir, onların Nevruz ve Mihrican gibi bayramlarını benimser, onlara özenir ve ölünceye kadar böyle kalırsa Kıyamet günü onlarla birlikte haşrolur." (Beyhâki, Sünen El-Kübra, c. 9, s. 234.)
Buhari'nin bildirdiğine göre Hz. Ömer'in -Allah ondan razı olsun- bu konudaki bir başka ve daha ağır bir sözü şöyledir:
“Allah'ın düşmanlarının bayram törenlerinden uzak durunuz.”
Bu arada bir gün Hz. Ali'ye -Allah yüzünü ak etsin- acemlerin Nevruz bayramını hatırlatan bir sembol getirdiler. Hz. Ali:
“Bu nedir?” diye sordu. Kendisine:
“Bu Nevruz gününün sembolüdür” diye cevap verilince bu sözlere:
“Her gününüzü Nevruz sayınız, (O güne özel bir önem vermeyiniz)” diye karşılık vermiştir.
Hz. Ali'nin bu sözlerini nakleden Üsame:
Onun Nevruz kelimesini belirli bir isim olarak değil, belirsiz bir isim şeklinde ifade etmesindeki inceliğe dikkat çekmektedir. Beyhakî'ye göre Hz. Ali'nin bu üslubu, herhangi bir günü şeriatın belirlemediği bir olaya bağlamaktan hoşlanmadığını belirtir. (Beyhâki, Sünen El-Kübra, c. 9, s. 235.)
Görüldüğü gibi, Hz. Ömer -Allah ondan razı olsun- müslümanlara acem dilini öğrenip konuşmayı ve onların bayram günlerinde sırf mabedlerine gitmeyi yasaklıyor. Böyle olunca onların bayramlarındaki bazı adetlerine özenmek veya onların dinlerinin gereği sayarak yaptıkları bir hareketi işlemek nice olur?
Acaba onların adetlerini taklit etmek, dillerini öğrenip konuşmaktan daha büyük bir günah değil mi?
Acaba onların bazı bayramlık davranışlarına özenmek, o günlerde sırf onların mabedlerine girmekten daha sakıncalı bir hareket olmaz mı?
Onlara bayram günlerinde yaptıkları günahlardan dolayı Allah'ın gazabı indiğine göre bu hareketlerin tümünde veya bir kısmında onlara katılanlar, acaba aynı akıbete uğrama tehlikesi ile karşı karşıya kalmazlar mı?
Yukarda okuduğumuz gibi, Abdullah b. Ömer -Allah ondan razı olsun- de açık bir dille:
“Acem diyarında ev-bark edinerek yerleşenlerin, onların Nevruz ve Mührican gibi bayramlarını benimseyenlerin ve ölünceye kadar onlara özenmeye çalışanların Kıyamet günü onlarla birlikte haşrolacaklarını” belirtiyor.
Bu sözlerinden anlaşıldığına göre Abdullah b. Ömer belirttiği şekilde acemlere özenenleri, ya bu taklitçiliklerinden dolayı kâfir sayıyor veya bu tutumu cehennemlik olmayı hak eden büyük günahlardan kabul ediyor. Eğer bu sözler ilk ihtimale yorulacak olursa o zaman kısmen acemlere özenmek “günah” olur. Çünkü bu kısmî davranış belirlenen akıbeti hakketmede etkili olmasaydı, onu bu akıbeti gerektiren davranış bütününün bir parçası saymak yersiz olurdu. Zira insan mubah davranışlar yüzünden cezaya çarptırılmaz. Bu arada kınanan bütünde yer alan münferit hareketler sadece o bütün içinde bulundukları takdirde kötüdürler diye bir şey yoktur. Tersine kötü olduğu belirtilen bütün parçaları da ayrı ayrı kötüdürler.
Doğrusunu Allah bilir ya, Abdullah b. Ömer'in “Acem diyarında ev-bark edinip oralara yerleşmek” ten söz etmesinin sebebi şu olsa gerek. Çünkü onun yaşadığı günlerde müslüman olmayan azınlıkların İslâm diyarında açıktan açığa bayram şenlikleri düzenlemeleri yasaklandığı için hiç bir müslümanın İslâm diyarında acem bayramlarına özenmesi söz konusu değildi, böyle bir şey ancak acemlerin ülkelerinde oturanlar için mümkündü.
Öte yandan Hz. Ali, acemlerin bayramlarındaki davranışlarına katılmak şöyle dursun, onların bayramlarına takmış oldukları ismi bile onaylamaktan kaçınmıştır, İşte Ahmed b. Hanbel de bu konudaki tutumun Hz. Ali ile Hz. Ömer'in yukarıdaki sözlerinin anlamına dayandırarak belirlemiş ve bu görüşünü arkadaşlarına açıklamıştır."
İbn Teymiyye (rh.a)'ın Sıratı Mustakim adlı eserinden yapılan alıntı sona ermiştir.