Tevhide Davet

DİNDE İHLAS VE SÜNNETE İTTİBA ETMEK| ŞEYH MUHAMMED BİN ABDİL VEHHÂB RAHİMEHULLÂH

Başlatan Subul’us Selâm, 20.04.2024, 08:40

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 5 Ziyaretçiler konuyu incelemekte.

Subul’us Selâm


إِخْلَاصُ الدِّيْنِ وَاتِّبَاعُ السُّنَّةِ

Dinde İhlas ve Sünnete İttiba Etmek1

Şeyh'ul İslam Muhammed bin Abd'il Vehhâb Rahimehullâh

Allâhu Teâlâ kendisine rahmet edip bağışlasın, Şeyh'ul İslam Muhammed bin Abd'il Vehhâb'ın şöyle bir risalesi de vardır:

Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adıyla,

Bu mektubun kendisine ulaştığı Müslümanlardan herkese, Allâh bizi ve onları hak dinine iletsin ve sıratı müstakiminde ilerlemeyi nasip etsin. Bizi ve onları iki Halil'i olan Muhammed Sallallâhu Aleyhi ve Sellem ve İbrâhîm Aleyh'is Selâm'ın dini ile rızıklandırsın.

Selâmun Aleykum ve Rahmetullâhi ve Berekâtuhu.

Bundan sonra;

Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Yeryüzünde fitne (şirk) kalmayıp din, tamamıyla Allâh'ın oluncaya kadar onlarla savaşın." (el-Enfâl, 8/39)

Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Hep birlikte Allâh'ın ipine sımsıkı tutunun, ayrılığa düşmeyin." (Âl-i İmrân, 3/103)

Allâhu Teâlâ yine şöyle buyurmaktadır:

"Nûh'a emrettiğini, size de din kıldı."

Allâhu Teâlâ'nın şu kavline kadar:

"Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!" diye." (eş-Şûrâ, 42/13) Ayetin sonuna kadar.2

Allâh'tan ve ateşten korkan her insanın kendisini yaratan Rabbinin kelamı üzerinde düşünmesi vaciptir.

İnsanlardan herhangi birinin Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in dininden başka bir şeyle Allâh'a itaat etmesi mümkün olabilir mi? Zira Allahu Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra Rasûl'e karşı çıkar, müminlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız." (en-Nisâ, 4/115) Ayetin sonuna kadar.3

Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in dini tevhiddir ki o da Lâ İlâhe İllallâh Muhammedun Rasûlullâh'ı bilmek ve bunların gerektirdikleri ile amel etmektir.

Eğer insanların hepsi bunu söylüyor denilirse, o kimseye şöyle denilir:

İnsanlardan kimisi vardır ki bu sözü söyler, fakat bu sözün manasının "Allâh'tan başka yaratan yoktur" ya da "Allâh'tan başka rızık veren yoktur" veya buna benzer şekilde olduğunu zanneder.

Kimisi vardır bunun manasını fehmetmez.

Kimisi de bunun gerekleriyle amel etmez.

Kimisi de bunun hakikatini akletmez.

Bundan daha tuhaf olanı ise, bunun manasını bir yönden kavrayan fakat buna ve ehline de bir yönden düşmanlık edenlerdir.

Bundan da tuhaf olanı ise bunu sevip kendisini bunun ehline nispet eden, ancak bunun dostları ile düşmanlarının arasını ayırmayandır.

Ey tüm noksanlıklardan tenzih ettiğim en büyük Allâh'ım! Birbirine zıt iki fırka tek bir dinde bir arada bulunup da hepsi hak üzere olur mu? Allâh'a yemin ederim ki hayır!

"Haktan sonra sapıklıktan başka ne vardır?" (Yûnus, 10/32)

Şayet şöyle denilirse: "Tevhid güzeldir, din haktır, ancak tekfir ve savaş hariçtir!" cevaben denilir ki:

Tevhid ile ve Rasûl Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in dini ile amel edin ki tekfir ve savaş hükmü üstünüzden kalksın! Eğer ki tevhidin hakkı, ona buğzedip düşmanlık göstermek bir yana onu ikrar edip hükümlerinden yüz çevirmekse, Allâh'a and olsun ki bu küfrün bizzat kendisi ve en açığıdır.

Kendisine bundan herhangi bir şey karışık gelen kişi, Muhammed Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in ve ashabının siretini mütalaa etsin.

Allâh'ın selamı, rahmeti ve bereketi mektubun başında olduğu gibi sonunda da üzerinize olsun.




1- Er-Rasâil'uş Şahsiyye, 27. Mektup, sf. 182-183; ed-Durar'us Seniyye, 2/55-56.

2- Ayetin tamamı şöyledir:

"Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!" diye Nûh'a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve Îsâ'ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey, Allâh'a ortak koşanlara ağır geldi. Allâh, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır." (eş-Şûrâ, 42/13)

3- Ayetin tamamı şöyledir:

"Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra Rasûl'e karşı çıkar, müminlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir varış yeridir." (en-Nisâ, 4/115)
"Eğer cahil ısrar ederse, büyüklenirse, sapıklığında ve dalaletinde kararlıysa, körlüğü hidayete seçmişse ve içerisine düşüp kendisi hakkında cedelleştiği şey, kendisini işleyen şahsı Müslümanlar fırkasından müşrikler zümresine çıkaran büyük şirk kapsamındansa, bu durumda adil hüküm, kılıçtır!" (el-Feth'ur Rabbânî min Fetâvâ'l İmâm eş-Şevkânî, 1/185)

🡱 🡳

Benzer Konular (5)