Tevhide Davet

TEVHİD VE ÇEŞİTLERİ HAKKINDA ALİMLERİN SÖZLERİ

Başlatan Subul’us Selâm, 12.09.2022, 02:58

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Subul’us Selâm


Tevhid ve Çeşitleri Hakkında Alimlerin Sözleri

Muhaddis İbnu Batta Rahimehullâh1

Hanbelî fakîhlerinden muhaddis İbnu Batta el-Ukberî Rahimehullâh (v. 387H) "el-İbâne" adlı eserinde, tevhîdin bu kısımları hakkında -rubûbiyyet, ulûhiyyet, isim ve sıfat sıralamasıyla- şöyle demektedir:

"Böylece mahlûkâtın O'na imânlarının sâbit olabilmesi için inanmaları gereken Allâh'a imânın esâsı üç şeyden ibârettir:

1- Kulun, O'nun varlığına [buraya aldığımız metinde farklı bir kelime yer alsa da bu ibârenin nakledildiği çoğu yerde "
رَبَّانِيَّتَهُ" yani "Rabbliğine" ifâdesi geçmektedir. Mütercim] inanması ki bu sûrette Yaratıcı'nın varlığını kabûl etmeyen ta'tîl (inkâr) ehlinin mezhebinden ayrılmış olsun.

2- O'nun vahdâniyetine (tek oluşuna) inanması ki bu sûrette Yaratıcı'yı kabûl etmekle beraber O'na ibâdet husûsunda başkalarını ortak koşan şirk ehlinin mezhebinden ayrılmış olsun.

3- O'nun mutlaka sâhib olması gereken aksinin söz konusu olamayacağı ilim, kudret, hikmet vesair Kitâbında kendisini vasfetmiş olduğu sıfatlarla mevsuf olduğuna inanmak.

Biz biliyoruz ki O'nu mutlak bir şekilde ikrâr edip tevhîd eden birçok kimse bazen O'nun sıfatlarında ilhâda sapmaktadır. Böylece O'nun sıfatlarında yaptığı ilhâd (eğrilik), tevhîdine de zarar vermektedir. Zîrâ bizler Allâhu Teâlâ'nın, kullarını bu üç kısımdan her birine i'tikâd edip îmân etmeye çağırarak hitap ettiğini görmekteyiz. O'nun, kullarını varlığına ve birliğine çağırmasına gelince; biz bu meselenin uzunluğu ve bu husûsta sarf edilecek kelâmın çokluğundan dolayı bu kısımları burada zikretmeyeceğiz.

Bir de şundan dolayı ki Cehmî (akîdesine mensup kişi), kendisinin bu ikisini [rubûbiyyeti ve ulûhiyyeti, Mütercim] kabûl ettiğini iddiâ etmektedir. İşin aslında sıfatları inkâr etmesi bu diğer iki husûsu kabûl etme iddiâsını da iptal etmektedir."



1- İbnu Batta el-Ukberî, el-İbânet'ul Kubrâ, 6/173.
"Eğer cahil ısrar ederse, büyüklenirse, sapıklığında ve dalaletinde kararlıysa, körlüğü hidayete seçmişse ve içerisine düşüp kendisi hakkında cedelleştiği şey, kendisini işleyen şahsı Müslümanlar fırkasından müşrikler zümresine çıkaran büyük şirk kapsamındansa, bu durumda adil hüküm, kılıçtır!" (el-Feth'ur Rabbânî min Fetâvâ'l İmâm eş-Şevkânî, 1/185)

🡱 🡳

Benzer Konular (5)